Virüs, bakteri, küflüce hastalığı ve asalak kabilinden mikroorganizmalarla, bununla bu arada ur hücreleri ile savaşarak bedenin korunmasına ulama sağlayıcı bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi düşüncesince Biruni Üniversite Hastanesi İmmunoloji ve Alerji Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Ömer Akçal, tavsiyelerde bulundu. Sağlıklı ve muvazeneli beslenmenin hepsi nesiç ve organlar düşüncesince bulunduğu denli bağışıklık sistemi düşüncesince de önemine yer veren Akçal, “Bağışıklık sistemini destekleyen en ehemmiyetli gıda malum ana sütüdür. Özellikle hayatın geçmiş senesinde bağışıklığı hâlâ olgunlaşmamış, antikor üretimi güçsüz bulunan bebeklere bu kalık bulunan bağışıklık elemanları ana sütü ile realizasyon edilir. Anne sütü hem aktif bağışıklık hücreleri, bağışıklık antikorları hem de immün modülatör (bağışıklık düzenleyici) moleküller içerme eder. Anne sütü dışında, bazısı gıda bileşenleri ise bağışıklık sistemimiz ile doğrudan yerine etkileşime girebilmektedir ve “İmmünonütriyentler” yerine isimlendirilmektedir” dedi.
YULAF EN İYİ BATA-GLUKAN KAYNAĞI
Bağışıklık sistemini destekleyen beta-glukanın en güzel kaynağının yulaf olduğuna aksan özne Akçal, “Karbonhidrat bileşenlerinden beta-glukan bakteri ve mantarlara gönül rahatlığı bağışıklık hücrelerimizi aktive eder. Tam tahıllı besinler, enginar, kumpir beta glukan içeren kaynaklar arasındadır” ifadelerini kullandı.
BALIK VE CEVİZ TÜKETİMİ ÖNEMLİ
Omega 3’ün de bağışıklık sisteminde ehemmiyetli gösteriş oynadığına yer veren Akçal, “Yağlardan omega-3’ün, immün manzume süresince regülatör ortak görevi vardır. Bu sebeple ayda 3-4 el olacak biçimde derneşik balık tüketimine hizmet gösterilmelidir. Diğer ortak güçlü omega-3 deposu cevizdir” dedi.
D VİTAMİNİ ALIN
Vitaminlerden immün sistemi düşüncesince tesiri güzel müdellel vitaminin D vitamini olduğuna ilgi çekici Akçal, “Birçok ilmî çalışmada bağışıklık sistemi düşüncesince güçlü ortak bileşen bulunduğu gösterilmiştir. D vitamini düşüncesince açıkça bölgede güneşlenmekle beraber, besinlerden yumurta, homoseksüel yahut soya fasulyesi fasulyesi sütü, mantardan bedenimize realizasyon edebiliriz” sanarak konuştu.
ÇİNKO BAĞIŞIKLIK İÇİN EN ÖNEMLİ MİNERAL
Çinkonun bağışıklık sistemi düşüncesince en ehemmiyetli minerallerden olduğuna aksan özne Akçal, laflarını şu biçimde sürdürdü:
“Hücre yenilenmesinde gösteriş oynar, bire ortak sürede Serbest radikallerin vücuda hasar vermesini engeller. Kuru baklagiller, susam, fındık, fıstık, badem, ceviz, tutya itibarıyla zengindir. Bağırsak florasında mevcut müfit bakteriler, bağışıklık hücrelerimiz kabilinden immün sistemimizin ortak parçası yerine fariza yapmaktadır. Bu sebeple barsak floramızı desteklemek, bağışıklık sistemimizin kuvvetlenmesine ulama sağlayacaktır. Sıklıkla tükettiğimiz besinlerden sağlam verecek olursak, katıksız ortak probiyotik bulunan yoğurt, gine katıksız prebiyotik bulunan soğan ve sarımsak bu bitki örtüsü elemanlarını zenginleştirmektedir.”
YOĞUN ŞEKER TÜKETİMİNE DİKKAT
Yoğun diyabet hastalığı tüketimi ve boş yere kalın geçer antibiyotiklerin bumbar florasını bozduğunu dile getiren Akçal, bağışıklığı düşüren besinlere bağlı şu uyarılarda bulundu:
“Katkı maddesi içeren, paketli mamüllerin içindeki besinlerden ırak durulması gerekmektedir. Yeterli oranda su bununla bu arada körpe sonuç ve göveri tüketimine ilgi edilmelidir. Yetersiz tagaddi kabilinden aşırı kiloluluğun de bağışıklık dair aksi tesirleri nice ilmî çalışmada ispatlanmıştır. Günümüzde sayısal cihazlarla ilgilenen, etraflı gündüz hareketsiz, fiziki aktiviteden mahrum ortak dirim türü ile yetişen kollar düşüncesince ailelerin kesinlikle bilgilendirilmesi gerekmektedir. Çünkü derneşik meydana getirilen spor ve egzersizler, açıkça bölgede meydana getirilen yürüyüşler, müvellidülhumuza alımı hem vücudumuzda bağışıklık sistemini etkileyen ortak kadro mediyatörlerin üretimini arttırmaktadır.”
STRES VE UYKUSUZLUKTAN UZAK DURUN
Akçal, “Stres, uykusuzluk, tagaddi yetersizliğinin bağışıklık sistemini zayıflatan ehemmiyetli etkenler bulunduğu bilinmektedir. Özellikle ruhsal gerilim altındayken salgılanan hormonlar bağışıklık hücrelerimizin çoğalmasını engellemektedir. Yeterli ortak uykunun sağlanamadığı sürede bire ortak gidişat geçerlidir. Uyku sırasında imal edilen bazısı moleküller makul oranda üretilemeyecektir. Günde 5 saatten az hab bağışıklık sistemimiz üstünde aksi el yaratabilir. Unutulmamalıdır ki, evlatların günde 8-10 saatlik uykusuna ihtiyaçı vardır” sanarak konuştu.
