İstanbul
Sevgi Can Danlı, 1950 yılının 14 Şubat haset Balıkesir Manyas'ta doğdu, 6 kardeşin en büyüğüydü. Babası eczacı anası ev hanımıydı. Balıkesir'de 1953'te meydana mevrut depremde ortak oğullarını kaybeden aile, İstanbul'a huruç ika sonucu alarak, Mecidiyeköy'e yerleşti.
3 yaşlarındayken İstanbul ile tanışan Sevgi Can Danlı, ortaokulu Nişantaşı'nda okudu daha sonradan Kadıköy Kız Lisesini kazandı. Lise akıbet sınıfta okurken daha 18 yaşlarındayken Hürriyet gazetesinin 1968'de düzenlemiş olduğu gösteriş yarışmasında ortak numara bulunan Danlı düşüncesince şöhretin kapıları aralanmaya başladı.
Şöhret basamaklarını önce şekilde gösteriş almış olduğu reklam filmleriyle tırmanmaya başlamış bulunan Danlı'ya Yeşilçam'ın kapıları peşine denli açıldı ve zamanın en isminde sanlı jönlerinden Yılmaz Güney ile dü filmimizde başrol oynadı. Ancak güçlü beyaz perde koşullarının namına gereğince olmadığına değişmeyen verici Danlı, evlendi. Maddi teessürat dolayısıyla evliliğini sürdüremeyen Danlı, boşanarak Bağdat Caddesi'ne taşındı, Aksaray'da ortak halı dükkanı açarak, ticarete atıldı.
Ancak kalıtım bilimi ortak maraz bulunan Huntington dolayısıyla cisim fonksiyonlarını kaybetmesiyle ortak tane başına yaşamını idame ettiremediğini gören Danlı, Darülaceze'ye oturma sonucu aldı.
"Çok mutluyum, bizlere soy sop kabil bakıyorlar"
Filmlere özellik olacak ömür hikayesini AA'ya özetleyen Danlı, 4 senedir Darülaceze'de yaşadığını söyleyerek, "Gönül isterdi ki öz başıma hayatıma bitmeme edebileyim. Ancak eş mirası bu maraz dolayısıyla el kadem koordinasyonumu kaybettim. Hatta yürümekte fark zorlanıyorum. Her güzeşte çağ akıntı kabiliyetim daha da azalıyor. Ne yersem üstüme başıma döküyorum, öz başıma hayatımı sürdüremiyorum." ifadelerine toprak verdi.
Danlı, Darülaceze'de olmaktan bahtiyar bulunduğunu dile getirerek, şunları belirtti:
"Kitap okumayı aşırı seviyorum burada ferah dolgunca iz kıraat etmek düşüncesince bugün buluyorum. Kitapları sevdiğim düşüncesince ziyarete gelenler de bağış şekilde iz getiriyorlar. Ben de okuduktan sonradan kurumun kütüphanesine bağışlıyorum. Her çağ behemehâl dü sütun okurum. 6 nefis odada kalıyorum, dostlarımla aşırı güzel anlaşıyoruz lakırtı ediyoruz, dertleşiyoruz. Çok mutluyum, bizlere soy sop kabil bakıyorlar, yıkıyorlar, tırnağımızı kesiyorlar saçımızı fark boyuyorlar."
Sevgi Can Danlı, 12 sene devam eden evliliğinde, bire ortak acıları evladı da yaşamasın niteleyerek evlat sahibi olmadığına aksan yaparak, laflarını şöyleki sürdürdü:
"Çok korktum, annemden mevrut bu kalıtım bilimi rahatsızlığı çocuğuma taşırım diye. Biz 6 kardeşiz ego en büyüğüyüm dört başı mamur kardeşlerimde bu maraz var. Onlar evlendiler ve soy sop yaptılar. Şimdi yeğenlerimde de bu maraz başladı. O nedenden soy sop yaparak riziko kabul etmek istemedim. Bizim kabil kalıtım bilimi rahatsızlığı bulunan ailelere tavsiyem, lütfen soy sop doğurmadan muktezi önlemleri alın, sizin yaşadıklarınızı onlara yaşatmayın ve tedavinize uyanıklık edin."
Kardeşleri ve yeğenlerinin sonsuz ziyaretine geldiğini ve kendisini bekâr bırakmadığını özetleyen Danlı, "Buraya başlamak aşırı ehemmiyetli ortak karar. Ailem bana bakabilirdi lakin hiç kimseye ağırlık peyda etmek istemedim." dedi.
"İki filminde ortak aşırı rütbe aldı"
Danlı, endamsız devam eden beyaz perde hayatında en iri şansının Yılmaz Güney ile ülfet etmek bulunduğunun altını çizerek, "'Aç Kurtlar' ve 'Son Kızgın Adam' isminde dü ayrı filmimizde kendisiyle başrol oynama imkanım oldu. Ancak beyaz perde piyasasının koşulları o senelerde aşırı zordu. Mesela Aç Kurtlar filmini çekerken Muş'ta donma tehlikesi geçirdik, aç kaldık. Ancak çektiğimiz eziyete değdi çünkü bu dü filmimiz de nice rütbe aldı. Kendisini rastgele devir gönül borcu ve dostlukla anıyorum." niteleyerek konuştu.
Sinema dünyasının o parlayan yaşamına rağmen, evlenerek namına daha ıvır zıvır ortak evren kurduğunu özetleyen Danlı, şu değerlendirmede bulundu:
"Eşim muhasebeciydi, ego de halı ticareti hazırlamaya başladım. Bizim çağımızda ıvır zıvır şeylerden bahtiyar olurduk. Bir monitör alsak dünyalar bizim olurdu. Şimdi şahısda ortak tatminsizlik var, ne elde etseler mutsuzlar. İnsanlar birbiriyle lakırtı ederdi, demincek evlerde her insanın elinde ortak telefon mevcut kimesne kimselerle lakırtı fark etmiyor. Bu nedenden telefonları hiçbir sevmiyorum filhakika el paradigma koordinasyonumu sağlayamadığım düşüncesince birkaçını da düşürüp, kırdım."
Gençlere seslenen Danlı, behemehâl okumalarını isteyerek, "Eğitiminize ehemmiyet verin, dizge sahibi olun ve öz ayaklarınız üstünde durun. Bir icazet avlu kurtarır. Ve de sağlığınızın, gençliğinizin değerini bilin." dedi.
