Konya
Konya'nın Toroslar ilişkin oturmuş ilçesi Hadim'in "dağ köyleri", kendine başmaklık gelenekleri, kültürü, doğası ve nebat örtüsüyle dikkati çekiyor.
Kent merkezine 170 kilometre uzaklıktaki Dedemli Mahallesi'nin efdal kesimlerinde, kepez zirvelerinin çevrelediği 1950 rakımlı bölgeden çıkan eşme suları, gökkuşağı alabalığına ev sahipliği yapıyor.
Kış aylarında kar kalınlığının 2-3 metrelere ulaştığı, yurt sıcaklığının sıfırın altında 30'u görmüş bulunduğu bölgede, kar suları ile sönümsüz kaynaklarda yetiştirilen gökkuşağı alabalığı, lezzetiyle ön plana çıkıyor.
Bölgenin şartlarına ahenk sağlayıcı deneyli balıklardan tahsil edilen yavruların alışılagelen koşullarda 8 maaş gelme süresi, kaba yurt şartları dolayısıyla 16 ayak tabanı derece çıkıyor. Yavaş büyüyen ve hitit henüz düzen bağı bulunan balıklar, dondurucu suyun soğuğuyla yağlanıp lezzetleniyor.
Gökkuşağı alabalığı adını, gövdesinin önündeki kahverengi, mavi, yeşil, göbeğindeki gümüş, inci beyazı, fevk kısmı, yüzgeçleri, kuyruğundaki yağız lekelerden ve esasen kuyruğuna uzanan kırmızımtırak çizgiden alıyor. Bazıları ise ağız ağıza solgun oluyor.
En içimli alaca düşüncesince dondurucu soğuklara katlanıyorlar
Balıkçı İsa Dikmen, AA muhabirine, hepsi zorluklara karşın senenin tamamını dağda havuzların bakımı ve balıkların beslenmesiyle geçirdiklerini söyledi.
Özellikle şita aylarında yaşadıkları zorluklara yer veren Dikmen, "Kışın yollarımız kardan kapanınca 10-15 çağ çevrili kaldığımız vakitler oluyor. Aralıktan sonraları burada en müşterek tomar 2,5 vakit tarih görebiliyoruz. Sağımda, solumda değme yerde dağlar var. Kar yağmaya başlayıp tarih de gidince dışarıda soğuktan duramıyoruz." diyerek konuştu.
Dikmen, havuzları arama geçirmek ve balıkları beslemek düşüncesince kalın pıtrak dışarıya büyümek durumunda bulunduğunu belirterek, şöyleki bitmeme etti:
"Sobam 24 vakit yandığı şekilde barınağımın kapısı soğuktan buz bağlıyor. Havuzlar buz tutunca dokunca göreceği düşüncesince daim paklamak zorundayız. Buralara 2 metreden müşterek tomar kar yağıyor. Çığ düşmüş bulunduğu vakitler oluyor. En içimli alabalığı beslemek düşüncesince zorluklara katlanıyoruz. Su aşırı antipatik bulunduğu düşüncesince balığımız geç yetişiyor. Bu sebepten dolayı barajlarda ve akarsulardaki kabil şirin değil, hitit aşırı düzen bağı oluyor. Küçük görünebilir lakin gramajı ciddi basıyor. Eti kaba ve semiz bulunduğu düşüncesince de aşırı içimli oluyor. Yiyen müşterek henüz istiyor. Yaz aylarında değme yerden misafirlerimiz geliyor. Oturacak toprak bulunmuyor."
"Haftada minimum müşterek kez yiyoruz"
Bölgedeki müşterek mahalleden mevrut alıcı Ahmet Serçe de balığın lezzetiyle bu arada tabiat ananın da aşırı dobra bulunduğunu vurgulayarak, "Denizlerin incisi lüferse, Toroslar'ın incisi de bizim gökkuşağı alabalığımızdır. Çok içimli oluyor. Haftada minimum müşterek kez yiyoruz. Antalya'dan, Konya'dan mevrut arkadaşlarıma da ağırlama ediyorum. Burayı öğrenenler henüz sonraları kendileri de yakınlarıyla geliyor. Eve götürüp çocuklarımızla da yiyoruz." dedi.
