Son zamanlarda yaşamımıza giren ve bundan sonra yaşamın nezdinde parçası olmaktan aşırı az şimdi hepsi durumunu düzlük toplumsal medya platformları üstünde meydana getirilen tetkikat sonucu, evren genelinde geçtiğimiz 12 ayda toplumsal medya kullanıcı sayısı 490 milyon artarak 4.2 milyara çıktı.
Sosyal medya kullanıcılarının sayısı dünyanın yekûn nüfusunun yüzdelik 53'ünden fazlasına bedel gelirken toplumsal medya kullanımında 3 milyara yakın kullanıcısıyla Facebook hala nezdinde numara sırada. YouTube, WhatsApp, Instagram ve Twitter sırası ile Facebook'u izlem ediyor. Çin merkezli uygulamaların faziletkâr kullanıcı sayısı da nazarıitibar çekiyor. Hal böyleyken bu platformlarda meydana getirilen paylaşımlarla bireylere filvaki yaşayamadıkları yaşamı vererek gerçeklikten uzaklaştırıyor. Kimileri gerçek hayatından ırak paylaşımlarla cezaevi boyarken, kimileri de toplumsal medya paylaşımlarında fehva yerindeyse büyüklük maskesi takıyor.
Hayatımızı çevremizdekilerin toplumsal medyadaki hayatına mucibince şekillendiriyoruz
Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde memur Doç. Dr. Mustafa Sami Mencet, bu bir hale bağlı değerlendirmelerde bulundu. Mencet, 'günümüzde insanoğlu toplumsal medyayı ne amaçlarla kullanıyor?' sorusuna “Herhangi nezdinde insana bu suali sorsanız, etrafında olup bitenlerden bilgili kazanmak düşüncesince toplumsal medyayı izlem ettiğini söyleyecektir size lakin meydana getirilen nice ilmî çalışmanın bizlere öğrettiği belirgi şu, başta yakın çevremizde şahısların neler yaptığından bilgili kazanmak ve onların yaptıklarına mucibince de öz yaşamımızı formatlamak düşüncesince kullanıyoruz. Arka planda yatan bilinçaltımızdaki esas sebep bu, çevremizdekilerin yaptıklarına mucibince öz hayat biçimimizi ayarlamak üzere nezdinde alışkanlığımız var” halinde karşılık verdi.
Sosyal medya sayfalarımızda paylaştıklarımız doğruyu ne derece yansıtıyor?
Doç. Dr. Mustafa Sami Mencet, toplumsal medyada paylaşılanların doğruyu ne derece yansıttığı ile ilgilendiren de açıklamalarda bulundu. Mencet, “Her ne derece kameralar esassız söylemez denilse de o kameranın nezdinde kadrajı, nezdinde sokum biçimi ve nezdinde yerleştirilme biçimi mevcut nedeniyle doğruyu yansıtmakla beraberce o doğruyu hacısı hocası öz kadrajından anlattığı düşüncesince tabii gerçeğin haricinde ayrımlı nezdinde boyuta büründüğünü görüyoruz. Çevremizdekilerin yaptıklarına mucibince öz hayat biçimimizi ayarlamak üzere nezdinde eğilimimiz bulunduğu düşüncesince de az buçuk apayrı şahısların hakkımızda ne düşündüğünü gözeterek paylaşımlar yapıyoruz. Çok gösteri mekanlara gittiğimizi, familya zarfında ne derece bahtiyar olduğumuzu, hobilerimizle aşırı bahtiyar olduğumuzu, ne derece güçlü, ne derece kalburüstü olduğumuzu görsünler istiyoruz. İşte burada işin içerisine az buçuk sunilik giriyor” ifadelerini kullandı.
“İnsanlar filvaki yaşayamadıkları hayatları izlem ediyorlar”
İnsanların toplumsal medyada paylaşım yaparken esasen anı yaşamaktan aşırı o andan kesitleri başkalarına teşhir eğiliminde bulunduklarını ve bu eğilime müteveccih paylaşımlar yaptıklarını kail Mencet, “İnsanlar filvaki yaşayamadıkları hayatları izlem ederek bu anlamdaki eksikliklerini az buçuk azaltmaya çalışıyorlar” ifadelerini de laflarına ekledi.
“Dünyanın en bahtiyar insanıymışız üzere paylaşıyoruz”
Mencet, şahısların toplumsal medyada paylaşımlar yaparken öz yaşamlarından ayrımlı nezdinde imaja bürünme çabasıyla sahteleştiğini belirterek, “Örneğin kemirmek yiyoruz ve yediğimiz yemeği paylaşıyoruz lakin güya orada dünyanın en bahtiyar insanıymışız üzere bunu paylaşıyoruz. Mencet, şahısların toplumsal medya hesaplarında gerçek yaşamlarından şimdi ayrımlı göründüğünü belirterek “Gözlemlediğiniz devir o ferdin ya aşırı münevver yada aşırı açıkça aday bulunduğunu düşünüyorsunuz lakin esasen yapamadığımız, beniz yüze gelemediğimiz, yüzüne gönül rahatlığı söyleyemediğimiz şeyleri oralardan paylaşıyor ve o isim görmüş mü görmemiş mi? Gibi bunları ölçerek nezdinde halde içimizde küsurat o güdüyü gönül tokluğu ika için gidiyoruz, düzmecilik aha burada başlıyor” halinde konuştu.
“Gün bünyesinde bizlere sunulan değme saniye aldığımız değme dem sunturlu nezdinde armağan”
İnsanların gerçek yaşamlarında yaşayamadıklarını toplumsal medya üstünde yaşamaya çalıştığını kail Mencet, “Halbuki güneş bünyesinde bizlere sunulan değme saniye aldığımız değme dem sunturlu nezdinde armağan, bunu doya doya hayatta kızarmak adına baştan sona başkalarına teşhir hevesi bünyesinde oluyoruz. Bu da esasen hayatımızdan kıvançlı olmadığımız, nefis yönünde da nezdinde şeyleri mahrum bıraktığımızdan ve bunları güya o yolla giderecekmişiz üzere davranmamızdan kaynaklanıyor” dedi.
“İnsanlar kendini orada aşırı ayrımlı gösteriyor, buna esir dahilim”
Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema kısmı dördüncü derslik talebesi Hafize Korkmaz ise günün minimum 4-5 saatini toplumsal medyada geçirdiğini belirterek, “Ben gerçek yaşamın toplumsal medyaya yansıtıldığını düşünmüyorum. Bende bunu yapıyorum, söz gelimi aşırı bedbaht olduğum çabucak nezdinde öykü yada nezdinde makam atıp, aşırı mutluymuşum üzere gösteriyorum. Bu az buçuk da bence şahısların gözünü boyamak, fiyaka gerçekleştirmek diyebilirim. İnsanlar kendini orada aşırı ayrımlı gösteriyor buna esir dahilim. Tamam kendimi orada aşırı yansıtıyorum lakin noktayı geliyor aşırı ayrımlı yansıttığımda olmakta açıkça bahsetmek gerekirse” halinde konuştu.
Ahmet Serdar Eser-Akif Yılmaz
