Balıkesir
İlçede 2007 senesinde özel eğitim ve rehabilitasyon merkezini kuran 42 yaşındaki Sizgin, hem yönetmenlik bununla birlikte muallimlik yapıyor.
Sizgin, okulda fizyoterapist, özel eğitim, bebek aksiyon uzmanı ve ruhiyatçı dostlarıyla bedenî ve zihnî engelli, öğrenme güçlüğü ve münteşir gelişimsel izlence öğrencilerini Milli Eğitim Bakanlığının verdiği müfredata akla yatkın biçimde rehabilite ediyor.
Her seansın 40 dakika sürdüğü eğitimlere ek şekilde öğrencilerine maneviyat ve güdeleme özgülemek talip Sizgin, bağlama, gitar çalıyor, liet ve türküler söylüyor.
Sizgin, 6 ila 66 yaşında 90 özel gereksinimli kişinin bitmeme etmiş bulunduğu kurumda onlara müzik sevgisi aşılayarak iyileşmelerine ve sosyalleşmelerine de yardım sunuyor. Öğrenciler ise müzikle dörtköşe saat geçiriyor.
"Gayet dörtköşe oluyor"
Hünkar Sizgin, AA muhabirine, müziğin Osmanlı çağında de ruhsal otama süreçlerinde kullanıldığını söyledi.
Yurt haricinde da bunun nice örneğinin bulunduğunu tamlayan Sizgin, "Müziklerle bireylerin ruhsal sorunlarını aşmalarında asistan oluyoruz. Müzik hakkıyla ruhun gıdasıdır. Biz de bu ruhun gıdasına ilişmek düşüncesince müziği kullanıyoruz." dedi.
Sizgin, otizmli insanlara öğrenmede ardışıklık bulunduğunu müzik sebebiyle öğretmeye çalıştıklarını tabir etti.
Bedensel özürlü insanlara koyu terapiler sonrası dünyadaki bıkkınlığını azaltabilmek namına müzik seansları uyguladıklarını aktaran Sizgin, "Kısa müzik seanslarıyla onların dünyadaki beklentilerini karşılıyoruz zira bu dezavantajlı bireylerin çokları toplumsal yaşamda toprak alamıyor, rastgele bir müziksel aktiviteye katılamıyor, bir konsere gidemiyorlar. Gayet dörtköşe olmakta ve öz becerilerini artırmış oluyoruz." sanarak konuştu.
Müzik seanslarıyla ait ailelerden aşırı müspet art dönüşler aldıklarını özetleyen Sizgin, öğrencileriyle müzik grubu da ihdas etmek istediğini dile getirdi.
Sizgin, müziğin öğrencilerin günce yaşantılarına müspet katkılar sağladığını dile getirerek, laflarını şöyleki sürdürdü:
"Aileler diyor ki 'Hocam bizim bebek eve geldikten sonraları müzik kanalarını izlemeye, evimizdeki nesnelere vurmaya başladı.' Otizmli kişinin anası diyor ki 'Benim çocuğum evde çubukla bir bölgelere vurmaya başladı.' Yani esasta bebek o ritmin farklıymış ve evdekilere bunu ispatlamaya çalışıyor. Ben de onlara şurası diyorum: Yaptığı emekleri görüp ölçüm edin, akilane çalışmalara yönlendirin zira o kendini size bir halde tabir etmeye çalışıyor. Otizmli bireylerin birçoğunda musahabe problemleri, karşısındaki bireyle iletişime mürur problemi bulunmaktadır ama müziği kullandıkları devir iletişime geçebiliyorlar. Ritim duygusunu yakaladıktan sonraları sözel becerilerini de artırmış oluyorlar. Dil gelişimine de müspet katkıları oluyor."
"Buraya gelmeyi iple çekiyoruz"
Rehabilitasyon merkezine mevrut öğrencilerden Yusuf Başaran ise omuriliğinde yangı bulunduğu düşüncesince fizik tedavisi gördüğünü belirtti.
Hünkar Sizgin'in çalmış bulunduğu müziklerle otama döneminin şimdi müspet ilerlediğini vurgulayan Başaran, şunları kaydetti:
"Müzikle şimdi rahat oluyoruz. O çalıyor, kılıç de ara sıra haremlik ediyoruz. Bazen arkadaşlarla söylüyoruz. Hocamız bizlere elinden geldiği derece asistan oluyor. Buradaki müzik günce yaşantımıza da müspet yansıyor. Eve içimiz rahatlamış biçimde gidiyoruz. Burada söylediğimiz liet ve türküleri evde de mırıldanıyoruz. Buraya gelmeyi iple çekiyoruz, bir an evvel çağımız gelse de gitsek diyoruz.
