Liv Hospital Ankara’dan Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Haydar Möhür, bedenin en enli akım kabiliyetine erbap ekleminin omuz eklemi bulunduğunu söyledi. Günlük dirim aktivitelerinde serbest edinmek için, el ve kolun vazifesini yapılabilmesinde omzun metin olması icap ettiğinin altını çizen Prof. Dr. Haydar Möhür, “Bedenimizin en enli akım kabiliyetine erbap eklemi omuzdur. Günlük yaşantımızda serbest adına el-kol hareketlerinin yapılabilmesinde omzun metin olması şarttır. Omuz ağrısı kolumuzun hareketlerini kısıtladığı düşüncesince aşırı mühim bir şeydir ve dikkate alınmalıdır. Ağrı haysiyetiyle günce dirim hareketlerinin yapılması güçleşir. Omuz ağrıları hikmet otama polikliniklerine müracaat sebepleri ortada en ilkin mevrut şikâyetlerdendir. Toplumda herhangi müşterek 100 kişinin 7’sinde omuz ağrısı görülmektedir. En kalın adına da 40’lı yaşlarda görülür. Omuz ağrılarının yüzdelik 85’i omuza ilişik nedenler, arka kalanı yansıyan ağrıdır. Yüzde 14’ü de uzunlamasına ilişik nedenlerden, yüzdelik 1 ise diyafram tahrişi yahut sol omuzda önsezi kaynaklı yansıyan ağrılar olabilmektedir” diyerek konuştu.
AĞRININ SEBEPLERİNİ SIRALADI
Prof. Dr. Möhür, omuz ağrısının sebepleri ile alakalı “Ağrının sebebi eklemin yapıları bulunan keseciklerine, mafsal kıkırdaklarına, eklemi durumunda markajcı ve hareketlerini sağlayıcı kaslara ve onların tendonlara, mızrap dokuya, sorumluluk fıtıkları, asap sıkışmaları, önsezi hastalıkları, akciğer rahatsızlıkları ve nesil içi organlara ilişik olabilir. Omuz hareketlerinin yapılmasında omuz ekleminin devim bilimi stabilizasyonu önemlidir. Sürekli başlangıç üzerinde müşterek yere uzanarak meydana getirilen omuz hareketleri, omuzun yana açıkça derinlemesine mevkut bırakıldığı akım pozisyonları, esasen fail çekme, itme, uzanma ile bulunan omuz hareketleri, esasen ve sonsuz meydana getirilen kaldırmalar, düşme, dövme üzere omuz travmaları, biçimsiz postür ve oturma, DM (şeker hastalığı) omuz ağrılarını ortaya çıkaran nedenlerdir” ifadelerini kullandı.
BELİRTİLER GÖZ ARDI EDİLMEMELİ
Prof. Dr. Möhür, omuz ağrısının en önce muhtemelen hareketleri yaparken ortaya çıktığını kaydederek şunları söyledi:
“Hangi kas, tendon yahut anotomik bina etkilenmişse, harekete katılmış olduğu mafsal pozisyonunda ağrı olur. Rahatsızlık ilerleyerek iltihap ortaya çıkarsa tatil ağrısı, geceleyin ağrısı oluşur. Omuzda donma, omuz eklemi akım kısıtlılığı belirtik olmaya başlar. Saç tarama, banyo yapma, diş fırçalama, giyinme üzere günce aktivitelerde mafsal hareketi kısıtlandığından müşkül çekilir yahut yapılamaz. Tedavi edilmezse devir zarfında omuz donar ve boğuk omuz denen gidişat ortaya çıkar. Tanı; ayrıntılı meydana getirilen anamnez, güzel mamul sistemik muayeneden sonradan çağ tetkikleri, radyografik ve çekirdeksel mıknatısi titreşim ezberden sonradan konur. Tedavinin esası, hastalığı ortaya çıkaran davranışlardan uzaklaşmak, akıllıca planlanmış ve uygulanmış hikmet otama iyileştirme reçetelerini uygulamaktır. Ağrının düzeyi, yangının varlığı ve şiddetine uyarınca çıkar yol kullanması gerekebilir. Fizik otama de canlı ve edilgen fiil antrenman teknikleri ve yönlendirme uygulamalarıyla bu arada hikmet ajanlar (ağrıyı azaltır, antienflamatuar ağırlık oluşturur, dokuların hücresel metabolizmasını artırır) nesiç tamirini hızlandırır ve hikmet otama iyileştirme reçetelerinde toprak alırlar. Yapılan konservatif otama uygulamalarına beraberinde invazif uygulamalarda seçenek tercihler de vardır. Ekleme, tendonlara yahut omuz sinirlerine enjeksiyonlar yapılmaktadır. Tüm konservatif otama uygulamalarına karşın ağrı geçmiyor, omuz fonksiyonları kazanılamıyorsa cerrahi yöntemler düşünülür.”
