Düzce
Düzce'de, 34 sene evvel oğlunun ölümünün peşi sıra tavuk karası rahatsızlığı ilerlediği düşüncesince müşahede yetisini yitiren eşine itinayla icra vekili Muharrem Bozoğlu, ağırlık yaşamaması düşüncesince onun herhangi ortak ihtiyacını karşılamaya çalışıyor.
Gümüşpınar köyünde oturan Muharrem (70) ve Zühra Bozoğlu (72) çifti, 1988 senesinde karaca hepatit rahatsızlığı nâkil 16 yaşındaki oğullarını kaybetmenin üzüntüsünü yaşadı.
Halk ortada "tavuk karası" şekilde bilinen, anadan doğma geceleyin körlüğü mevcut Zühra Bozoğlu, oğlunun acısından günlerce ağlayınca cezaevi kuruluğu yaşadı.
Zamanla müşahede yetisini ağız ağıza kaybeden, ameliyatlara karşın gözleri düzelmeyen Bozoğlu'nun o süreçten sonraları en iri destekçisi, 53 salname benzeri Muharrem Bozoğlu oldu.
Elinden geldiğince ev işlerini yapan, hayvanlara bakan, eşinin adeta gören gözü bulunan Bozoğlu, sevgisi ve bağlılığıyla her insana kalıp oluyor.
"Bir kıta dut bile olsa yemeden eşime getiriyorum"
Bıyıklarının uzunluğundan ötürü etrafında "Pala" şekilde maruf Muharrem Bozoğlu, AA muhabirine, 53 salname evliliklerinde ölüm fail oğullarıyla beraberce 6 çocuk, 18 torun sahibi olduklarını anlattı.
Oturdukları evi eşiyle beraberce yaptıklarını tamlayan Bozoğlu, "Eşimin gözleri elan önceleri görüyordu. Tavuk karası diyerek ortak rahatsızlığı vardı. evladımız öldükten sonraları eşim aşırı ağladı. Gözleri küçük ufak kapanmaya başladı. Hastaneye aşırı gitmedi, görme engelli olmaya başladı." dedi.
Eşinin müşahede yetisini kaybetmesinden sonraları çevresindekilerin namına dünkü dünyaevi yapması anlamında söylemleri bulunduğunu aktaran Bozoğlu, şöyleki konuştu:
"Dedim ki, 'Evlenmem, bu vakte denli çoluk bebek baktık, bu hoşnutluk bu arada geldik, neden deminden evleneyim? Gözleri âmâ he diyerek bunu kaldırıp atayım mı? Allah mevcut yukarıda, o bizi görüyor.' Şimdi yaz dirimlik kapıda tek dut bile olsa yemeden eşime getiriyorum. 'Ben nede olsa görür, yerim' diyorum. Ama o, onun vitaminini alsın. Birbirimizden apayrı kimimiz var? Sabah kalkarım evvel tavuklarımı yedirir gelirim, sonraları sofrayı hazırlar eşimi çağırırım, oturur yemeğimizi yer, televizyonumuzu açarız."
"O benim acıklı ayağımdı"
Zühra Bozoğlu da eşini aşırı sevdiğini, eskiden aşırı teessürat çekmelerine karşın eşinin indinde bulunduğunu anlatarak, "Çocuğum öldükten sonraları düzenimiz bozuldu. Kimseden dayanak görmedik. Çocuğuma karaca hepatit vurdu. Çok üzüldüm, o benim acıklı ayağımdı, herhangi ortak derdime deva oluyordu." halinde konuştu.