Gündüz tespih taneleriyle geceleyin ezanı duyma gösterisiyle Allah'ı zikrediyor

Konya

Kültür ve Turizm Bakanlığı Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu içerisinde duyma meşk fail Özkan Gültepe, bu sene "İrfan Vakti" temasıyla planlı Mevlana'nın 748. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenlerinin içsel coşkusunu yaşıyor.

Tasavvuftaki noktayı ve içsel öneminden etkilenerek tespih hazırlamaya süregelen 42 yaşındaki Gültepe, akşama denli el emeğiyle işlediği taneleri sabırla ötekisi peşine diziyor.

Atölyesindeki mesaisinden sonradan da Şeb-i Arus etkinliklerine hazırlanmakta olan Gültepe, geceleyin ezanı da "Mevlevi Ayini Şerifi"nde personeli oluğu semazen topluluğuyla duyma yürütme ediyor.

Gültepe, AA muhabirine, 13 yaşından buyana duyma meşk ettiğini, 11 senedir da tespih ustalığı yaptığını söyledi.

Bulunduğu camiada tespih ve tesbihatın aşırı ehemmiyetli birlikte yere ehil bulunduğunu tamlayan Gültepe, tespihe ilgisinin ve sevgisinin önemsiz yaşlarından geldiğini dile getirdi.

Tespihin yapı serüvenini aşırı delici bulduğunu kaydeden Gültepe, "Tespihe 'aksesuar' deniyor lakin bizlere mucibince anca değil tabi. Bir şeye biçim veriyorsunuz. Mesela dikme tespihleri düşünürsek, kütük demir şeklinde alıyorsunuz, önemsiz bayağı bölüp deliyorsunuz. Sabırla meydana getirilen birlikte nesne ve sonucunda de heyecanla ne çıkma niteleyerek bekliyorsunuz. Bu beni aşırı cezbediyor." niteleyerek konuştu.

"Tespih de insanoğlu da biçim vere vere en iyi vaziyetini alıyor"

Tespihin maddesel ve insanoğlunun ise içsel şekillenişini birbirine benzeten Gültepe, şöyleki konuştu:

"Ağaç haricen aşırı iyi görünüyor, kesiyoruz, içi çatlak, asılsız çıkabiliyor. Bu manidar birlikte şey. Hayatta da olmaktadır hakeza şeyler. Bir kişiye baktığın devir haricen aşırı iyi görünebiliyor lakin içi anca olmayabiliyor. Ya da en sonuç parlatma evresinde birlikte çatlama ortaya çıkıyor ve o taneyi eliyoruz. Bu da manidar birlikte şey. Diğer yandan da tespih malzemesini törpülemek, sert tabiriyle yontmak, biçim vermek, insanoğlunun çirkin huylarından, nefsinin çirkin arzularından arınmasıyla benzeşir. Tespih de insanoğlu da biçim vere vere en iyi vaziyetini alıyor.”

Gültepe, tespihin imal sürecini, Hz. Mevlana'nın insanoğlunun ruhi biçimlenme dönemini özetleyen "Hamdım, piştim, yandım" lafıyla de benzeştirdiğini anımsattı.

Gültepe, şöyleki bitmeme etti:

"Tespihin içsel anlamını kelimelerle açıklama etmemiz aşırı ağır tabii lakin tespih ve tesbihat aşırı önemlidir. Allah'ı zikretmekte beğenilen birlikte araçtır ve içsel namına gönüldeki birlikte hisleniş, içsel birlikte hazdır. Sema ederken ayağımızla gelişigüzel çark attığımızda Allah'ı zikrederiz. Akşama denli tespihle elimizde yaptığımız zikri, duyma meydanında ayağımızla çark atarak yaparız. Bu paralellik de bizlere aşırı manidar sağlık ve bu tespih ustalığı hikayemizde de bizi aşırı etkileyen birlikte hadisedir."

Sema ederken ise kelimelerle tabir edemeyeceği duygulara büründüğünü özetleyen Gültepe, şunları kaydetti:

"Çok hususi havas yaşıyoruz. Anlatılması akıllıca değildir lakin aşırı göz kamaştırıcı duygulara büründüğümüzü söyleyebilirim. Hatta Mevlevi büyüklerinin şöyleki birlikte lafı vardır: 'Gören sanır ki safadan sema'-ı rah ederim, mütedavil sermaye kebap kebap mütedavil sermaye kebap bakarım kuy-i yare ah ederim.' Dışarıdan görünenlerden bambaşka süresince aşırı ayrı ayrı havas oluyor."