Tam 5 yıl evvela evren evine giren çift, alevlenmiş uyuşmazlık hasebiyle boşanmaya karar verdi. Aile Mahkemesi'ne başvuran savlayıcı dinç kadın, resmi nikah yapmaksızın iimam inikahıyla evlendirilmiş olduğu kocasının içki kullanması, derneşik ve ehliyetli gelirinin olmaması, konuşu hali huzur esassız söylemesi hasebiyle boşandığını dile getirdi. Kocasının, ailesi kabilinden imzalanan mehir senedinin tahsilini arzu fail savlayıcı kadın; davalıların mehir senediyle 500 gr. 22 bedel değerli borçlandıklarını, bu borçlarını ödemediklerini encam sürerek; altının sorun tarihindeki kıymeti bulunan 85 bin TL'nin sorun tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle beraberce tahsilini arzu etti. Davalılar davanın reddini istedi. Aile Mahkemesi; davanın azda olsa kabulüne hükmetti. Hem savlayıcı aynı zamanda davalılar kararı istinafa götürdü. Bölge Adliye Mahkemesi, itirazları arka çevirdi. Kararı davalılar temyiz edince devreye Yargıtay 3. Hukuk dairesi girdi.Emsal özellikte müşterek karara imza atan daire, resmi nikah yapılmaksızın mehir senedinin geçirli sayılamayacağına hükmetti. Kararda şu şekilde denildi: "Damat ve güveyi babasının imzaladığı belgede 'mehir senedi, bu mihir senedini eşim olacak insana mihir adına veriyorum' ibaresi mevcuttur. İşbu belgenin dünyaevi birliğinin gerçekleşmesi şartıyla düzenlenmiş olduğu fakat mahkemeli ve savlayıcı ortada resmi nikah akdi yapılmadığı, bu itibarla da bahis konusu belgenin geçerliliği bulunmadığı ortadadır. Buna gereğince önceki etap mahkemesince; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı istimara ve yazılmış gerekçeyle davanın kabulüne karar bırakılmış olması kökler ve kanuna karşıt olup bozmayı gerektirmiştir. İlk etap mahkemesi kararının, bozulmasına karar bırakılmış olduğundan, işbu karara huzur meydana getirilen istinaf başvurusunun esastan reddine bağlı semt adalet mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir."
