Tunus
Nahda Hareketi Partisi, 31 Aralık 2021'de, Milletvekili Bahiri'nin "sivil giyinmiş güven mensuplarınca kaçırılarak adsız sansız birlikte yere götürüldüğünü" duyurdu. Nahda, Bahiri'nin kaçırılmasından Cumhurbaşkanı Said'i mesul tuttu.
Partinin Sağlık Ofisi de 2011-2013 yıllarında Adalet Bakanlığı vazifesini tay tay arabası 63 yaşındaki Bahiri'nin şeker, tansiyon, aritmi az daha derneşik çıkar sefer kullanımını müstelzim süreğen rahatsızlıkları bulunduğunu bildirdi.
Nahda Hareketi önderi ve Tunus Meclis Başkanı Raşid el-Gannuşi'nin Siyasi Danışmanı Riyad eş-Şuaybi ise 2 Ocak'ta Bahiri'nin hastaneye kaldırıldığını ve durumunun nazik bulunduğunu açıkladı.
"Bahiri ölümle koku alma organı buruna. Üç devir süresince aç, susuz ve ilaçlanmamış bırakılmış. Bu, bile bile eş öldürmeye teşebbüs." ifadelerini kullanan Şuaybi, Bahiri'nin hayatından Said'in mesul bulunduğunu öne sürdü.
Olayın arkası esna Bahiri'nin avukatları, Cumhurbaşkanı Said ve İçişleri Bakanı Tevfik Şerafeddin huzur töhmet duyurusunda bulunduklarını açıkladı.
İçişleri Bakanı Tevfik Şerafeddin ise yapmış olduğu açıklamada, Bahiri’nin "terör şüphelisi" adına manşet kontrolünde tutulduğunu bildirdi.
Cumhurbaşkanı Said müttefiklerinin çoğunu kaybetti
Tunuslu uzmanlar, Bahiri'nin gözaltına alınma süreciyle ait gelişimleri AA muhabirine değerlendirdi.
Siyasi çözümleyici Adil bin Abdullah, olayın siyasal yönüne dikkati çekerek, "Nahda Hareketi'nin önde mevrut yetkililerinden Bahiri'nin erek alınması, Cumhurbaşkanı Kays Said'in kendisini yetkilendiren 25 Temmuz 2021'deki kararları esnasında indinde duran müttefiklerinin çoğunu kaybettiğini yansıtıyor." yorumunu yaptı.
Cumhurbaşkanı Said'in Tunus'ta yolsuzlukla değil "siyasal İslam ve başta de Nahda Hareketi'yle" uğraş ettiğini dile getiren Bin Abdullah, Said'in içerdeki kimi kesimleri kazanmanın indinde bölgedeki kimi devletlere de yakınlaşmak az daha Nahda Hareketi'ne huzur direkt savaş alanı açtığını tabir etti.
Hukuksuz birlikte gözaltına alınma süreci yürütüldüğüne ayraç fail Bin Abdullah, laflarını şu biçimde sürdürdü:
"Önceki yönetimin yolsuzluklarıyla mücadeleye önderlik ettiğini kail Cumhurbaşkanı Said, bu yönde mukteza kanuncu reformları yaşama kılmak hesabına bulunan yasaları özlük çıkarları düşüncesince kullanmaya bitmeme ederek söylemleriyle çelişiyor. Tunus'taki probleminin biricik yükümlüsü adına Nahda Hareketi'ni gören birlikte endam var ki bunlar, kanuncu işlemleri dikkate almadan Bahiri'nin manşet nezdinde tutulması icap ettiğini savunuyor. Ancak bakı işlemlerinin, çete sistemindeki kaçırma kanalıyla değil yasalarla gerçekleşmesi gerekiyor. Dolayısıyla anket ve suçluyu ortaya emisyon icraatlarını üstlenecek de güven kurumudur."
Aslında Said'in bu çeşit adımlarla vermeye çalışmış olduğu birlikte mesajı bulunduğunu öne devam eden Bin Abdullah, "Cumhurbaşkanı Said, siyasal muhaliflere birlikte çeşit kaygı mesajı özgülemek istiyor." ifadesini kullandı.
Bin Abdullah, Cumhurbaşkanı Said ile kimi siyasal hedefleri bulunan güven makamlarının anlaşma içre olduklarını tez ederek, "Said, umumi seçimlerin neticelerini değiştirecek birlikte siyasal düzlem istiyor. Siyasi ortamın mergup biçimde gelişmemesi şeklinde ise Said'e huzur millî savaş alanı genişler ve iç çatışmalarla sonuçlanabilecek komplike boyut olabilir." değerlendirmesinde bulundu.
Bahiri'nin afiyet durumunun kötüleşmesine de dikkati çekici Bin Abdullah, "Yönetim afiyet sorunları bulunan Bahiri'yi seçmekle hata yaptı. Bahiri'ye birlikte obje olması şeklinde biçimsiz senaryolar mübrem olur." dedi.
"Tunus düet birlikte kutuplaşmaya arka döndü"
Tunuslu siyasa uzmanı Şihab Dugaym ise Bahiri'nin gözaltına alınma sürecinde ülkedeki topu topu yasaların ihlal edildiğini söyledi.
Tunus'ta intikama değil ait kurumların icra etmiş olduğu adaletli birlikte yargıya eksikli bulunduğunu dile getiren Dugaym, Bahiri'nin afiyet hali düşüncesince devletin topu topu olanakları seferber etmesi icap ettiğini vurguladı.
Dugaym, "Bahiri'yi gözaltına alanlar, kötüleşen afiyet durumundan sorumludur. Tıpkı emektar Bakan Semir Bittayib az daha Bahiri de ait kurumların başvurduğu yöntemle gözaltına alınabilirdi." niteleyerek konuştu.
Tunus'taki bulunan yönetimin topluluğun topu topu kesimleri ve millî kuruluşlarla çatıştığını korumak için çaba sarfeden Dugaym, ülkedeki maşeri durumun nazik olduğuna, 2022 yılı bütçesinin de yoksulluğu artıracağına ayraç etti.
Ülkedeki krizin içtimai ve hesaplı olduğuna, her insanın hal düşüncesince çabalaması gerektiğine dikkati çekici Dugaym, şunları kaydetti:
"Ancak görüyoruz ki Tunus düet birlikte kutuplaşmaya arka döndü. Cumhurbaşkanı Said ile Nahda Hareketi ortada düet birlikte kutuplaşma var. Siyaset arenasında topluluğun topu topu kesimlerine toprak verilmesi lazım. Tüm yasaları ihlal fail birlikte ülkenin el erki amacında ilerlemesi belkili değildir."
Cumhurbaşkanı Said'in diyalog düşüncesince ülkedeki topu topu siyasal tümen ve çırçıplak maşer kuruluşlarıyla birlikte araya gelmesi icap ettiğini kail Dugaym, ülkenin biricik birlikte ferdin yönetiminde ilerlemesinin belkili olmadığını ve biricik hal yolunun diyalogdan geçtiğini tabir etti.
Dugaym, ülkedeki bulunan hali şu laflarla değerlendirdi:
"Devletin çözülme sürecine girdiğini düşünüyorum. Kutuplaşma ve otokrasinin ülkeye faydası olmaz. Bu sebeple de demokratik sürece arka devir yapılmalıdır. Cumhurbaşkanı Said'in önerilmiş olduğu akıl defteri belirgin değil, zira Cumhurbaşkanlığı seçimlerini ötekilerden ayırıyor ve dünkü intihap planı da içermiyor."
Tunus'taki siyasal kriz
Tunus siyaseti, kısaca 6 aydır Cumhurbaşkanı Said'in almış olduğu kararlar zımnında birlikte ipham ve kargaşa içinde.
Cumhurbaşkanı Said, 25 Temmuz 2021'de duyuru etmiş olduğu dehşet kararlarla parlamentonun çalışmalarını dondurdu ve saylav dokunulmazlıklarını kaldırdı.
Said, 22 Eylül’de dünkü kararnamelerle yetkilerini uzun uzadıya icra organını ağız ağıza kendine bağladı.
Tunus Cumhurbaşkanı, sonuç adına güzeşte ay açıklamış olduğu "siyasi krizden çıkışın sefer haritası" ile ülkede 17 Aralık 2022'de er umumi seçime gidileceğini ve o vakte derece Meclisin boğunuk kalacağını duyurdu.
Cumhurbaşkanı'nın almış olduğu topu topu bu kararlar, ülkede birlikte çeşit "istisnai durum" oluşmasına sefer açtı.
Bazı kesimler Said'in kararlarını "darbe" adına nitelendiriyor ve Tunus'un demokrasiden uzaklaştığını savunuyor.
"Darbeye Karşı Vatandaşlar Girişimi", 23 Aralık'ta yapmış olduğu açıklamada, aralarında milletvekillerinin de bulunmuş olduğu birlikte grubun, "Cumhurbaşkanı Said’in 25 Temmuz dehşet kararlarını, rağmen sesleri bastırmasını, otokrasiyi" esbabımucibe göstererek kesat grevine başladıklarını duyurmuştu.
