TBMM
TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız, Meclis'te düzenlemiş olduğu matbuat toplantısında, aşırı endamsız müşterek müddet evveli uzakta müşterek kaynak yerine beliren iklim değişikliğinin tahripkâr etkilerinin, bugün bundan böyle yaşamın dört dörtlük ortasında bulunduğunu söyledi.
Her sene 1,5 trilyon tonu epey buzulun eridiğini, iklim sıcaklıklarının herhangi müşterek dünkü yılda müşterek eski rekorunu tazelediğini dile getiren Altunyaldız, gün süresince kaydedilen en ısıdam 20 yılın, sonuç 22 sene içre gerçekleştiğini hatırlattı.
Sanayi Devrimi'nden buyana limonluk gazı emisyonlarının, insanoğlu kanalıyla 700 kattan müşterek tomar arttığını tamlayan Altunyaldız, "Dünya genelinde 300 sene evveli bulunan bulunan sulak bölgelerin yüzdelik 85'i bugünlerde ağız ağıza bulunmayan oldu. İklim değişikliği dolayısıyla ortaya çıkan meteorolojik olayların sayısı sonuç 30 yılda dörde katlandı. Tabiat bu derece alarm verirken iklim değişikliğine 'dur' demek, doğayı bozma edenlerin sorumlularını belirleme ve zararları tazmin etmek, sürdürülebilir kalkınma dinamikleriyle geleceği bina kılmak gereksinimi tek bu genişliğinde bariz ve acele olmamıştı." diyerek konuştu.
Ziya Altunyaldız, toptan kamuoyunun eş güdüm içre müşterek an evveli harekete geçmediği herhangi müşterek birim numara saniyenin, iklim değişikliğinin etkilerinin arka dönülemez boyutlara ulaşmasına bozukluk olduğuna dikkati çekti.
Altunyaldız, "Mevcut iklim politikaları bitmeme etmiş olduğu ve yer kabuğu bu ivmeyle ısınmayı sürdürdüğü takdirde toptan iklim değişikliğinin hesaplı maliyeti 2050'ye genişliğinde 8 trilyon dolara ulaşacak. Kötü senaryoda ise toptan gelirin yüzdelik 20'sinin kayba husus olabileceği öngörülüyor. Doğa insanoğlu yapılmaksızın da yaşamı sürdürmenin yöntemini biliyor fakat kılıç adamlık natür yapılmaksızın yaşayamayız. Tüm evren yerine eylem almadığımız herhangi müşterek birim numara anın arka dönüşü aşırı ağırbaşlı oluyor." ifadesini kullandı.
"En caydırıcı yaptırımlarla karşılaşmalı"
Küresel kamuoyunun iklim değişikliyle mücadelede hâlâ çalışan gösteriş almasını gelmek neredeyse Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) içerisinde hazırladığı "İklim Değişikliğinin Cezai ve Hukuki Sorumluluk Bağlamında Ele Alınması" başlıklı raporunun, sabık hafta AKPM Genel Kurulu'nda bildirme edildiğini anımsatan Altunyaldız, laflarını şöyleki sürdürdü:
"Genel Kurulda oy birliğiyle bildirme edilen raporumla beraberce bundan böyle müşterek tahribat boyutuna sabık iklim değişikliğiyle mücadelede sansasyonel yaptırımların yaşama geçirilmesi, şimdiye genişliğinde pratikte eksiklikleri bulunan arsıulusal anlaşmalara işlevsellik kazandırılması ve organ devletlerin mevzuatlarının güncellenmesi yönünde, organ devletlere salık mektubu sonucu durumunda çağrıda bulundum. AKPM gündeminde böylesine ehemmiyetli müşterek yere eş bulunan iklim değişikliği konusunda, AKPM Türk Delegasyonunun müşterek üyesi yerine raportörlüğünü üstlendiğim bu raporun oy birliğiyle bildirme edilip, salık mektubu sonucu statüsü kazanması, ülkemizin toptan ısınmayla mücadelede üstlenmeyi hedeflediği kılavuz kaptan rolün de müşterek göstergesi. Avrupa Konseyinin çevrenin korunmasını amaçlayan dü arsıulusal sözleşmesi bulunuyor: 1998 günlü Çevrenin Ceza Hukuku Yoluyla Korunmasına İlişkin Sözleşme ile 1993 günlü Tehlikeli Faaliyetlerden Dolayı Çevreye Verilen Zarar düşüncesince Hukuki Sorumlulukları düzenleyen Lugano Sözleşmesi. Bu dü arsıulusal ve bağlayıcı kontrat Konseye organ devletlerin birileri kabilinden imzalanmış olsa da sertifikasyon sürecindeki isteksizlik, anlaşmaları tarafsız bir duruma düşürmüş durumda.
Raporumda, Avrupa Konseyi organ ülkelerini, bu sözleşmelerin, baştan gözden geçirilerek işlevsellik kazandırılmasına, mekân tahribatına müteveccih zararlara bağlı cezaevi cezasını ve ödence müdahale bozma edilen çevrenin tamirat edilmesini de içeren yaptırımların uygulanmasına çağırıyorum. Ayrıca organ ülkelerce mekân suçlarının tanımlanarak bu suçların faillerine müteveccih ağırbaşlı yaptırımların yaşama geçirilmesine müteveccih iç kanuni düzenlemelerin yapılması ve uygulamaya konulmasına ilişikli çağrıda bulunuyorum. Raporumun en ehemmiyetli çıktılarından bir tanesi de 'kirleten öder' ilkesiyle birlikte, çevrenin bozma edilmesine etken bulunan kişiyse kişi, şirketse şirket, ülkeyse ülke, sorumluların belirleme edilerek zararların tazminine müteveccih düzenlemelerin ivedilikle yaşama geçirilmesi. Artık şu müşterek zaruret durumuna dönüşmüştür; tabiatı herhangi müşterek ki en aşırı tahribata uğrattıysa, dünyamıza herhangi müşterek ki en aşırı ziyanı verdiyse bunun karşılığında da en caydırıcı yaptırımlarla da onlar karşılaşmalı, iklim değişikliğiyle mücadelede en iri katkıyı da onlar yapmalıdır."
"Tarihi adımları atıyoruz"
Komisyon Başkanı Altunyaldız, toptan evren düzeninin, iklim değişikliğine hal üretemeyen müşterek konumdayken Türkiye'nin kendini bu halden izole etmesinin bahis konusu olmayacağını vurgulayarak, "Türkiye, arsıulusal zeminde teşrikimesai ve diyalog çerçevesinde herhangi müşterek devir krizin değil çözümün müşterek parçası olmuştur. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın altını çizerek tabir ettikleri kabilinden iklim değişikliği gerçeğiyle yüzleşerek böylesine dirimsel müşterek meselenin çözüme ulaştırılması düşüncesince kere haritamızı belirleyerek strüktürel dönüşümün gereklerini yaşama geçireceğiz. Şimdiye genişliğinde ilkin yenilenebilir enerji, atılmış yönetimi, çokbilmiş kentler kabilinden bölgelerde nice atılımı gerçekleştirdik." değerlendirmesinde bulundu.
Altunyaldız, AK Parti hükümetleri yerine orman varlığını yükselttiklerini, çarpıcılık üretiminde yenilenebilir erke kaynaklarının payını çabucak artırdıklarını, atılmış yönetimi projeleriyle arka dönüşümü ve kazanımı yaşama geçirdiklerini anlatarak, "Şimdi ise toptan iklim değişikliyle mücadelede kılavuz kaptan gösteriş deruhte kılmak hedefiyle bulunan kazanımlarımızın üzerinde ilaveten Sayın Cumhurbaşkanımızın da ayraç ettikleri yeşil kalkınma devrimi kapsamında sürdürülebilir kalkınma dinamiklerine müteveccih zamanı adımları atıyoruz." görüşünü paylaştı.
Türkiye'ye sunulan taahhütler ve millî yardım beyanı kapsamında Paris İklim Anlaşması'nın diploma periyodunun başladığını, Paris İklim Anlaşması'na yan yerine yeşil tahavvül ve sürdürülebilir kalkınma vizyonunu levent boylu dönemli müşterek perspektifle güçlendirdiklerini tamlayan Altunyaldız, "Sahip olduğumuz istihsal kabiliyetlerimiz, iş gücü potansiyelimiz, uyarlama hızımız, geçmişten mevrut birikimlerimizle beraberce ülkemizin dünkü zamanın en ehemmiyetli istihsal merkezi adayıyız. Avrupa Yeşil Mutabakatı ile beraberce 2050'ye genişliğinde karbon tarafsız olmayı hedefleyen AB ile ilişkilerimizi güçlendirerek ülkemizin ticarette, sanayide, enerjide ve hâlâ nice bölgede yeşil dönüşümünü yaşama geçireceğiz." diyerek konuştu.
