Diyarbakır Dicle Memorial Hastanesi'nde memur bilirkişi ruh bilimci Olcay Geçgel, Sevgililer Günü'nün nice toplumda belli başlı ortak manası bulunduğunu söyledi. Sevgililer Günü, başta 1800'lü senelerden beri Roma kültüründe başlamış olup, o kültürden bu vakte derece aktarılarak mevrut ortak aidiyetliği olduğuna uyanıklık çekti. Uzman ruh bilimci Geçgel, nice camianın bu süreci kutlayarak, birbirlerine duygularını tabir ederek bu vakte derece geldiğini tabir etti.
Özellikle akıbet yıllarda dip ortak bağış trafiği, dip ortak alım satım çılgınlığı yapıldığının altını çizen Geçgel, laflarını şu biçimde sürdürdü:
“Aslında bu dobra ortak şey. Bu anlayış adına şahısların birbirlerine bulunan duygularını, birbirlerine bulunan sevgilerini tabir etmelerini sağlamış olduğu düşüncesince hususi ortak gün. İnsanlar, bugünü aşırı hususi kılarak birbirlerine yaklaşımları, iletişimleri, birbirleriyle bulunan temasları değişmeye başlıyor. Daha naif, şimdi samimi, anlayışlı, iletişimi şimdi çelimli ortak biçimde ilerlemeye başlıyor. Fakat bizim gayemiz bunu çabucak yegâne güne değil, bu iletişimin olumluluğunu nice güne yansıtabilmeyi amaçlıyoruz. Burada çiftlerin birbirlerine dirlik bulunan beklentileri önemli. Çiftler, özelikle bugünün duygunun ortak temsili adına benimseme ettikleri sürece beklentileri de yükselmeye başlıyor. Beklentiler yükselince katıksız adına bu beklentilerin dile getirilmesi gerekiyor. En aşırı kavga, anlaşmazlık, düzensizlik nedenlerinden bir tanesi çiftlerin burada birbirlerine bulunan beklentileri tabir etmemelerinden kaynaklı ortak proses başlıyor.”
“Özel günlerin birçoğunda kişiler, birbirlerini gayrı çiftlerle kıyaslamaya başlayabilir”
Sevgililer Günü'nde çiftlerin, birbirlerine dirlik beklentileri aşırı faziletli bulunduğunu tamlayan Geçgel, çiftlerin birbirlerinden haberi olmadığını kaydetti. Uzman ruh bilimci Geçgel, “Bu sebeple bunu dışa aktaracak ortak hamlede bulunmadıkça, çiftlerden uygun bağış almadıkça, dobra ortak gır söylemedikçe, yeteri nakil gerçekleşmedikçe çatışmalar oluşmaya başlıyor. Bu çatışmalar, özelikle çağımızda aşırı yoğun. Burada enformasyon kusursuz anlamıyla gerçekleşmediği için, çiftler birbirlerinin ne istediğini bilmediği için, neye ehemmiyet verdiğini, onun düşüncesince neyin değerli bulunduğunu bilmedikleri düşüncesince katıksız adına burada ortak çatışmaya dönmeye başlıyor. hususi günlerin birçoğunda şahıslar birbirlerini gayrı çiftlerle kıyaslamaya başlayabilir. Klinik içre en aşırı gördüğümüz boyut bu. Bu kıyaslamalar çiftlere en aşırı dokunca sağlayan noktalardan biridir. Bu kıyaslamalarla beraberce boş yorumlardır. Tüm bunların indinde bunlara uyanıklık edilmediği müddetçe bu mevzular hal oluşturulmaz ise eğer, çağımızda çoğunlukla karşılaştığımız boşanmalar oluşmaya başlıyor. Çift evliyse boşanmaya, dünyaevi olmadan ayrılığa derece bitmeme edecek ortak proses oluşmaya başlıyor. Burada erek bambaşka ortak ilişkiye çağrıştırmak değil, bulunan ilişkide birbirini geçmiş anlayabilmek, sonraları da belli başlı ortak uzlaşma sağlayabilmektir” biçiminde konuştu.
Rıdvan Kılıç
