Köln
Diyanet İşleri Türk İslam Birliğinin (DİTİB) Köln'deki umumi merkezindeki çalıştayda, Avrupa'da canlı Türk gençlerine seslenen Prof. Dr. Ortaylı, "Türkçeyi korunum edin ve ilkin İngilizce iktisap buyurmak kıl payı apayrı Avrupa dillerini öğrenin." dedi.
Ortaylı, "Almancanın ve Alman kültürünün birlikte mazisi vardır. Onlar düşüncesince 19. çağ ayrıca dü savaş arası zamane muhteşemdir. O çağda topu topu ilimler Almancaydı fakat bundan böyle tıpta, mühendislikte Almanca konuşulmuyor." ifadelerini kullandı.
Gençlere seslenme fail Prof. Dr. Ortaylı, şunları kaydetti:
"Vatanımız siz gençlerimizden birlikte bilinçlilik bekliyor. Anadolu'dan koptunuz, memleketimizden. Dönmek durumunda da değilsiniz, alışkanlığınız her neyse ona bitmeme edeceksiniz. Unutmamanız müstelzim aşırı şey, Türkiye'nin birlikte parçası olduğunuzu hatırlamak. Döner kavrulmuş yemekle, bozayı özlemekle olmuyor. Bu memleketin sorunlarını dünyaya haykıracaksınız. Siz burada Alman münevveri olmakla yükümlü değilsiniz, bunu yapmayın. Sovyetler Birliği'nde canlı Türkler denli değilsiniz. Burası Almanya, burada aşırı bilinçlilik öğrenilir, aşırı bilinçlilik yapılabilir, açıkça birlikte ülke. Almanya'ya açılmış bir tanesi değil, evren adamı olmanız önemli. Dünya adamı iktisap buyurmak düşüncesince de önünüzdeki bilgisayarın doldurulma sistemini gözden geçireceksiniz. Dilinizin İngilizce olması gerekiyor. Bugün 3,5 milyon insanoğlu Avrupa'nın tek ülkesinde dejenere edilmez, bu belkili değil."
"İletişim, Kültür ve Medeniyet" vurgusu
Cumhurbaşkanlığı Sosyal Politikalar Kurulu Üyesi ve Basın duyuru Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Edibe Sözen, "İletişim, Kültür ve Medeniyet" başlıklı birlikte musahabe yaptı.
Sözen konuşmasında, "Kültür birlikte düşünce, basar açısı, tasarım, tahayyül, duygu, kavrayış ve istimara biçimidir. Bir yazınsal eser, birlikte romanımız, birlikte musiki parçamız, birlikte destan, birlikte ilmî teori, örf ve adetimiz, mimari, resim, hat, bunların elden gelişigüzel birlikte ekin öğesi. Yani bizde bunlardan bolca var. Dünyaya bilge ergin birlikte medeniyetin çocuklarıyız. Herkese uygarlık baht olmuyor fakat Allah bizlere iri medeniyetler oluşturmayı baht etmiş." ifadelerini kullandı.
Sözen, şöyleki bitmeme etti:
"Biz daim bugüne denli uygarlık ve ekin tariflerini birbirinden ayrı öğelermiş denli değerlendirdik. Medeniyet esasta akla dayalı ruhi yükselişin birlikte bilinci. Yani içre can var. O can yapılmaksızın 6 minareli birlikte cami yapmanız belkili değil. O can yapılmaksızın kişilerin gelip geçeceği güzel duyusal birlikte güreşçi köprüsü yapmanız belkili değil. O can yapılmaksızın evler yapmak, gemiler yüzdürmek belkili değil. O nedenden dolayı uygarlık dediğimiz esasta birlikte liberalizm sistemi. Elbette ki içtimai yönüyle de birlikte ahlaki şart şurt ve ahlaki düzen. Bütün bu tanımların hepsine kılıç uygarlık diyoruz.
Biz esasta birlikte Meta-Medeniyet evresindeyiz. Bu aşamada ortaya çıkan üç dava var. Bunlar ast kültürlerin aşırı elan birlikte tomar ortaya çıkışı, kabileleşme süreci ve şiddetin yaygınlaşması. Toplumların buna layıkıyla birlikte kombinezon yapması, tedarik alması ve riziko topluluğu olma tehlikesini ortadan kaldırması gerekiyor. Bu umumi ağ bolluğu birlikte simülasyonlar çağını da yanında getiriyor. Bu son zamanların da en ehemmiyetli hususi durumunu sosyolojik olarak, hakiki, asıl olanla asıl olmayanı fark edememe ıssız adına tanımlayabiliriz. Hakikat nedir? Gerçek nedir? Bunu fark edememek bundan sonraları bence insanlığın en asliye problemlerinden bir tanesi olmaya namzet görünüyor."
"Teknoloji mi bizi, kılıç mi teknolojiyi kullanıyoruz?"
Prof. Dr. Kemal Sayar da hızla gelişen teknolojinin bundan böyle yaşantımızın birlikte parçası olduğunu, o uygulayım bilimi kabilinden kullanılmak yerine, bizim o teknolojiyi kullanmamız icap ettiğini söyledi.
Sayar, "Bütün söz gelimi anlaşılan yaşadığımız sürede asıl kalmayı başarabilmek. Atalarımızın, dedelerimizin karşılaşmadığı görülmemiş birlikte durumla erinç karşıyayız. Ekranlara yapışmış, onsuz mevcut olamayan nesiller karşısındayız, biz de değişik anca olmaya başladık. Melez hayatlar yaşıyoruz, kısaca az buçuk buradayız az buçuk orada. Biraz devre dışıyız, az buçuk devre içiyiz. Hatta birileri devre içi olmayı o denli abartıyorlar ki günce uzvi avlu ortadan kalkıyor." niteleyerek konuştu.
Sanal yazışma ile beniz yüze iletişimi kıyaslayan Sayar, "Yüz yüze sıfır gelişigüzel iletişimde birlikte yazışma kazası yaşamaya adeta yazgılıyız. Fakat işin ruhsal tarafı denli sosyolojik tarafı da bizi ilgilendirmeli. Bizler ekran, umumi ağ karşısında bire birlikte sürede birlikte ürünüz. Bize birlikte bilinçlilik feda geçirmek isteyen, duygularımızı manipüle buyurmak talip insanoğlu var, bizi av durumuna gelmek talip perdenin peşinde aşırı uluslu firmalar var. Bu mevzuda da aşırı tetik ve ayık iktisap buyurmak zorundayız." ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Sayar, laflarını şöyleki sürdürdü:
"Yine aşırı ehemmiyetli birlikte husus eş hayatı. Günümüzde birlikte insanoğlu görüntülük karşısında birlikte cümbüş adacığı meydana getirmiş olduğu zamane eş yaşamının getirmiş olduğu özellik ve susama kayıplara karışıyor. O nedenden dolayı uzvi olabilmek, habbe içre fişten çektiğimiz, kendimizi ekranlardan uzaklaştırabildiğimiz hakiki özellik vakitleri kurabilmemiz aşırı önemli. Hele çocuklarımız açısından bu aşırı aşkın önemli. Yapılan birlikte araştırmaya göre, 30 sene öncesine oldukça bu zamanlarda ana ve babaların evlatlarının doğrudan gözüne bakarak musahabe süresi nısıf yarıya azalmış. Bütün birlikte dönem evlatların gözüne gözü değmeden canlı ana babalar var. Çok acıklı neticeleri bulunan görülmemiş birlikte uygulayım bilimi ile erinç karşıyayız. Teknoloji karşıtı olmamız gerekmiyor. Teknoloji yaşantımızın bundan böyle birlikte parçası. 'Sadece o uygulayım bilimi kabilinden kullanılmaktadır muyuz, aksi taktirde kılıç o teknolojiyi kullanıyor muyuz? Kim kimin efendisi?' sorusunu sormamız gerekiyor.
Ekran teknolojilerinde elan esbak teknolojilerde sıfır birlikte bilinçlilik var. İnsan bilincini de birlikte seviyede değiştiriyor. Yani size bitmeyen birlikte biçimde iri hazlar verebiliyor. Sosyal medyaya koyduğunuz birlikte resmin zevk alması gelişigüzel seferinde dopamin deşarjını beynimizde artırıyor. Beğenilme duygumuzu okşuyor ve bizi bahtiyar ediyor, enstantane birlikte ezgi veriyor."
Sayar, "Dışınızdaki dünyanın sesi azaldıkça özlük iç sesinizi de sevdiklerinizin sesini elan birlikte tomar duyarsınız. İşte açacak cümlemiz bu. Detoks, dokuncalı olanı çarpmak demek. Dijital kuşak bağımızı kopardığımızda yeryüzünden silinmeyeceğiz, afet kopmayacak, kendimize ve sevdiklerimize elan birlikte tomar zamane ayırmış olacağız." değerlendirmesinde bulundu.
Çalıştay içerisinde planlı "Dijital Çağda Medya Okuryazarlığı, Metaverse Etkisi ve Dijital Sanat" başlıklı paneli, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkan Yardımcısı İbrahim Uslu yönetti.
Oturumun panelistleri Yunus Emre Enstitüsü Kültürel Diplomasi Akademisi Koordinatörü Dr. Melih Barut, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesinden Doç. Dr. Adnan Altun ve sanatçı-eğitmen Bager Akbay birer musahabe yaptı.
