CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kocaeli Sanayici ve İşadamları Derneği’nin organizasyonuyla iş insanlarıyla Kocaeli’nin Başiskele ilçesinde mevcut birlikte otelde birlikte araya geldi. Daha baş döndürücü zamların geleceğini, vatandaşların daha büyük sıkıntılarla karşılaşacağını tamlayan Kılıçdaroğlu, "Bugün Türkiye'nin izlemesi müstelzim takip nelerdir bunu beyan kılmak istiyorum size. Kısaca dava mevcut mı? Evet var. Sorunlar büyüyor mu? Evet büyüyor. Hafifledi mi tek sorun? Hafiflemedi. Daha büyük sorunlarla karşılaşacağız. Daha baş döndürücü zamlar gelecek. Vatandaş daha büyük sıkıntılarla karşılaşacak mı? Evet, yurttaş açısından şu anda baharımızı yaşıyoruz. Kış kabil görünse de baharımızı yaşıyoruz. Önümüzdeki süreçte daha büyük zamlar gelecek. Kaçınılmaz namına gelecek. Üretici ve mahveden tutarları ortada baş döndürücü büyük birlikte bariz var. Üretici enflasyonu baş döndürücü yüksek. O birlik artık fiyatlara yansımadı. ekonomi kurumu da bilgili ki bunlar birlikte süre sonraları maliyetlere sonraları da natürel namına fiyatlara yansıyacak" niteleyerek konuştu.
'İZLEMEMİZ GEREKEN 4 AYAKLI BİR STRATEJİ VAR'
İzlenmesi müstelzim stratejiler bulunduğunu kail Kılıçdaroğlu, şu şekilde konuştu:
"Şimdi izlememiz müstelzim bizim belirlediğimiz birlikte stratejimiz var. İzlememiz müstelzim 4 ayaklı birlikte takip var. Bunlardan birisi dirilik ve para güvenliğidir. Can ve para güvenliği yok ise birlikte ülkede el erki gelişmemişse kısaca insanoğlu düşüncelerini özgürcesine anlatım edemiyorsa, kısaca iletişim araçları serbest değilse, yargı, savcılar serbest değilse, insanoğlu dirilik ve para güvenlikleri nedeniyle bulut ediyorlarsa o iklim büyümez arkadaşlar. Dünyada hakeza birlikte iklim yoktur. Yapılması müstelzim ilk demokratik standartlarımızı Avrupa Birliği standartlarına çıkartmaktır. İster Avrupa Birliği, gerek Kanada ne ülkeyi alırsanız el erki mütekâmil birlikte iklim çabucak büyür ve kalkınır. Yapmamız müstelzim birlikte numara kadem budur. Bunu yaptığınızda görmüş olacaksınız ki çabucak büyüyeceğiz."
'KATMA DEĞERİ YÜKSEK ÜRÜN ÜRETEBİLİYORSANIZ DÜNYADA SÖZ SAHİBİ OLABİLİRSİNİZ'
Dünyanın çabucak büyüdüğünü, piyasasının de bu gelişime kadem uydurması icap ettiğini tamlayan Kılıçdaroğlu, şu şekilde bitmeme etti:
"Üretim yapacağız istihsal dediğimiz algılama dirim kazandıracağız. Üreten Türkiye buyurmak hoppadak fabrikada çıkmak anlamına gelmiyor. Üreten Türkiye yaşamın rastgele dalında çıkmak demektir. Sanayi, hizmetler dalında rastgele bölgede kalifiye mahsulat üretmektir. Sanayici açısından söyleyeyim siz eklenmiş kıymeti efdal mahsul üretebiliyorsanız dünyada uydurma sahibi olabilirsiniz. Katma kıymeti efdal mahsulat üretemiyorsanız siz hoppadak araba halısı üretirsiniz makinelerin redif parçalarını üretirsiniz fakat dünyada uydurma sahibi olamazsınız. Dünya çabucak büyüyor çabucak gelişiyor. Bu gelişime piyasasının kadem uydurması lazım. Onun düşüncesince mıhlı birlikte takip dair mensur edilmesi lazım."
'DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ VARSA ÜNİVERSİTELER BİLGİ ÜRETİR'
En asliye koşulun üniversitelerin ilim üretmesi bulunduğunu anlatım fail Kılıçdaroğlu, "Şu istifham aklınıza gelebilir, güzel de eklenmiş kıymeti efdal ürünü ne üreteceğiz? Bir ülkenin üniversiteleri ilim üretmezse o ülkenin sanayicisi eklenmiş kıymeti efdal mahsul üretemez. Demek ki en asliye şart üniversitelerin ilim üretmesidir. Üniversiteler bilgiyi ne ortamda üretir? Düşünce özgürlüğü ortamında. Dolayısıyla bulut özgürlüğü mevcut ise üniversiteler ilim üretir, imal edilen bilgiyi sanayici elle tutulan metaya dönüştürür ve bunun ihracatını, ithalatını rastgele her neyse bunların tümünü yapabilir. Bizim üniversitelerimize baktığımızda, bizim üniversitelerimiz hakkıyla ilim üreten konumda mı? Bunu da halis muhlis sanayicilerin sorgulaması lazım. İş dünyasının sorgulaması lazım. Sadece şurası söyleyin, İran üniversitelerinin ürettiği bilgi, Türk üniversitelerini 2-3 senedir geçiyor. Neden? Eğer siz bulut özgürlüğünü, rastgele muhtelif bilginin, rastgele muhtelif düşüncenin özgürcesine tartışıldığı birlikte üniversiteyi namevcut ederseniz ilim müşterilerini Türkiye’de değil, bulut özgürlüğünün bulunduğu devletlere giderler" niteleyerek konuştu.
'SOSYAL DEVLETİ İNŞA EDEMEZSENİZ ÜLKEDEKİ HUZURU YAKALAYAMAZSINIZ'
Kılıçdaroğlu, çelimli birlikte toplumsal devletin mensur edilememesi yerinde ülkede huzurun yakalanamayacağını belirterek, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
"Bugün canlı torunlar geleceklerini Türkiye’de değil, ecnebi devletlerde arıyorlarsa o devir hepimizin oturup düşünmesi lazım. Bizim evlatlarımız bozukluk gayrimenkul dışını yeğleme ediyor da öz topraklarında babalarının, atalarının, dedelerinin bulunduğu toprakları yeğleme etmiyor? Üçüncü stratejinin üçüncü ayağı ensesi kalın da olabiliriz. Bilgi de üretebiliriz fakat doğrulukla bölüşüm, toplumsal mevki dediğimiz birlikte fehva var. Güçlü birlikte toplumsal devleti mensur edemezseniz ülkedeki huzuru yakalayamazsınız. Biri arazi birisi bakar facia ondan kopar buyurmak ki her insanın karnının doyabildiği birlikte toplumsal devleti bina kılmak zorundasınız. Vatandaştan bağış alıyorsunuz. Sanayiciden, tüccardan, esnaftan, herkesten bağış alıyorsunuz. Onu mıhlı ve düzgün birlikte planlamayla yaşama geçiriyorsunuz, daha aceleci adam olmak düşüncesince öncellikleri güzel belirliyorsunuz."
'NASIL OLUR DA PLANLAMA KAPATILIR'
Planlamadan istihsal yapılamayacağını anlatım fail Kılıçdaroğlu, şu şekilde konuştu:
"Devlet Planlama Teşkilatı’nın kapatıldığından acep kaçımızın haberi var? İş dünyasının etkili insanlarısınız fakat planlama yapmadan istihsal yapamazsınız, planlama yapmadan bankadan itimat aldınız, ne devir ne ödeyeceksiniz, iştirakçi ücretleri mevcut bunların topu topu planlamayla olur. Evde üstelik planlama olur. Her hanede planlama olur, ne olabilir da muazzam Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde planlama olamaz ve ne olabilir da planlama kapatılır. Kapatıldı ve kimsenin itiraz etmiş bulunduğu yok. Zaten sorunumuz o. Neden kapatıldı Devlet Planlama Teşkilatı? En kalifiye beyinlerin gitti, en kalifiye şahısların çalışmış bulunduğu ve geleceğimizi planlayan, kaynaklarımızın en mıhlı nerelere harcaması icap ettiğini kail beyinler nereye gitti? Tamamı namevcut edildi. Demek ki bizim çelimli birlikte toplumsal devlete gereksinimi var."
'SÜRDÜREBİLİRLİĞİN ANAHTARI LİYAKATTİR'
Sürdürebilirliğin anahtarının değim bulunduğunu tamlayan Kılıçdaroğlu, konuşmasına şu şekilde bitmeme etti:
"Ve dördüncüsü sürdürülebilirlik. Dünya çabucak gelişiyor, evren çabucak büyüyor ve nedeniyle kılıç o mütebeddil dünyaya kadem düzmek zorundayız. Demokrasi terimi değişiyor. Üretim terimi değişiyor, vaktiyle yalnızca el erki derdik deminden delege demokrasiden uydurma etmeye başladık. Daha çelimli birlikte demokrasi. Aldığımız asliye kararları çecik sormak, halktan aldığımız yetkilerle o kararları yaşama geçirebilmek kabil icraat yapıyoruz ve ya yapmalıyız. Böyle olması geçişsiz sürdürülebilirliğin anahtarı da liyakattir. Devlette liyakattir. Nitelikli şahısların devlette çalışmasıdır ve devletin daim kendisini mütebeddil dünyaya akıllıca namına değimli insanoğlu eliyle yenilemesidir. Bu bulunduğu takdirde Türkiye çabucak büyür."
