İstanbul
İstanbul İlim ve Kültür Vakfı ile Afrika-Asya Üniversiteler Birliği iş birliğiyle planlı "Uluslararası İnsani Değerlerin Güçlendirilmesi ve Ötekileştirmenin Tehlikeleri" Çalıştayı başladı.
Fatih'teki vakıf merkezinde süregelen çalıştayla ilgilendiren AA muhabirine değerlendirmelerde mevcut İstanbul İlim ve Kültür Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Said Yüce, dü güneş sürecek çalıştaya dünyanın muhtelif ülkelerinden ehemmiyetli alimler, bilgi insanları, akademisyenler ve yöneticilerin katıldığını söyledi.
Dünyanın içerisinden geçmiş olduğu maddesel tinsel şişman problemlerin, savaşların, salgınların bulunduğuna ayraç fail Yüce, şöyleki konuştu:
"Bütün bu teessürat ve musibetlerin kullanıcılarını birbirlerine henüz baş döndürücü yaklaştırıp, kenetlendirmesi gerekirken maatteessüf henüz baş döndürücü bencilleştirip birbirinden uzaklaştırıyor. Bütün insanlığın eş paydası bulunan insanca değerlerin de kaybolduğunu görüyoruz. Gelecekte tek din, inanç, nitelik farkı yapılmaksızın şahısların dostça birbiriyle yaşamasının, ayrımlı din ve kültürlere mensup olsalar da insanca müşterek ortamda sulh içinde yaşamalarını kesinlikle sağlayabiliriz. Semavi dinler en akıbet adalet din bulunan İslam'ın kitabı Kur'an-ı Kerim'le kişilere ne hakikatleri getirmiş. İnsani değerlerin kesinlikle güçlendirilebileceğini, ötekileştirmenin kesinlikle önlenebileceği üstünde efkâr geliştirilecek. İki güneş süresince bunları tartışacağız."
Yüce, şahısların yaşamış olduğu tinsel buhranları ve huzursuzlukları ortadan kaldırmanın, tinsel tahribatları onarım etmenin her insanın üstünde müşterek günah namına durduğunu vurgulayarak, çözümün de Kur'an ve sünnette bulunduğunu kaydetti.
Bediüzzaman Said Nursi'nin Kur'an'dan ve sünnetten almış olduğu esin ile bugünün insanına Kur'an eczanesinden onma olacak ilaçlar sunduğunu özetleyen Yüce, şöyleki dedi:
"Onun ifadesiyle insanlığın gönül rahatlığı karşıya kalmış olduğu en şişman maslahat sonsuz saadeti yöneltmek ve ya ütülmek davasıdır. Eğer inanç ve marifetullahla bu davayı kazanmaya çalışırsak, aradığımız halis muhlis insanca değerlerin tüm o yolun üzerindedir. Çağımızın en şişman sorunu bulunan ötekileştirmenin yegane ilacı da deposu Kur'an ve sünnet bulunan şefkatlilik ve acıma dini İslam'ın hakikatleridir."
Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kazım Uysal da akıbet devirde insanlığın adeta öz değerlerinden çıktığını dile getirdi.
Hayvanlar aleminde üstelik görülmeyen yalnızlık ve adamlık dışı uygulamaların adamlık aleminde görüldüğünü tamlayan Uysal, şu değerlendirmede bulundu:
"İnsanlığın baştan müşterek silkinip insanca değerlerin diriltme edilmesine ve ötekileştirmenin önlenmesine gereksinimi var. Bu bağlamda ego esas problemin sahn felsefesinde, evren görüşünde bulunduğunu düşünüyorum. Materyalist sahn felsefesi, İslami sahn felsefesine ağız ağıza zıttır, akla yağız gibidir. Yaklaşık akıbet 200 senedir özdekçi felsefe, seküler hikmet halis muhlis dünyaya bilge olmuştur. İslam aleminde de bilge olmuştur. Bundan çevre da insanca değerler öteleşti, zayıfladı, adeta insanlıktan kovuldu. Dolayısıyla öz uygarlık köklerimize, İslami değerlerimize erbap adam olmak zorundayız. Kendi değerlerimizin, İslami değerlerin, tevhidi bakışın, Kur'an'i üslubun ve anlayışın adamlık düşüncesince ne denli ehemmiyetli bulunduğunu tabir etmemiz gerekiyor."
Çalıştayda müşterek görüşme önleyen Sudan Diyanet İşleri emektar Bakanı Prof. Dr. İsam el Beşir ise Müslümanların ve gayrimüslimlerin insanca değerlerin ve ötekileştirme tehlikelerinin bilincinde olduğunu, bunu içten hissettiğini dile getirdi.
Müslümanların yaşamış olduğu en şişman tehlikelerden birisinin tekfir ve ötekileştirme olduğuna ayraç fail Beşir, "Özellikle inanç ve fıkıh dair ötekileştirme meselesini oldukça aktif müşterek halde yaşıyoruz. Aynı sürede İslam devletlerinde elhak bölünmüş, tefrikaya sakıt ümmeti, politik ve gayrı meselelerle henüz müşterek tomar ayrılığa düşürme çabalarıyla gönül rahatlığı karşıyayız." dedi.
Zulmün yayıldığı, adaletin bulunmadığı müşterek devirde yaşadıklarını özetleyen Beşir, hem İslam dünyasının bununla birlikte insanlığın bu sıkıntılarla gönül rahatlığı karşıya iken insanca değerlerin güçlendirilmesine gereksinimi bulunduğunu kaydetti.
Beşir, farklılıkların yaşamın müşterek parçası namına ikrar edilmesi icap ettiğini vurgulayarak, şöyleki konuştu:
"Bu farklılıkların ürettiği meyvelerden faydalanmamız gerekir. Cenabıhak müşterek ayette 'takva ve selamet üstünde yardımlaşın' diyor. Maalesef nice ad elden Müslümanları kastettiğini zannediyor. Yalnız bu ayet umuma nazil müşterek ayettir. Hayır işlerinde herhangi müşterek devir birleşmede ve yardımlaşmada olmamız gerekiyor."
Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Ali Muhyiddin el-Karadaği de inanç dair şimdilerde özdekçi müşterek atak bulunduğunu söyledi.
İman mevzusundaki saldırılara dikkati çekici Karadaği, şunları kaydetti:
"Ya imanın kendisini ağız ağıza ortadan kapatmak ve ya ayrımlı sapkın anlayışlarla ona engelleme ediliyor. Bu saldırılarla İslam'ı köklü bulunmayan edemediklerini gördüklerinde çareyi İslam ve inanç anlayışını tağyir etmekte buldular. Farklı anlayışlarla, sapkın fikirlerle, halis muhlis dinleri tek bina altında almak kabilinden düşüncelerle İslam'ın baz noktasını bozmaya çalışıyorlar. Maalesef dâhilen yenilikçi zahirî alimlerden de dayanaklık etmek görüyor bu. Siyonistlerin ve din düşmanlarının anne gayesi İslamiyet'i dâhilen çürütmek. Ilımlı İslam yahut ayrımlı anlayışlarla İslam'ın temeline makul sıfır anlayışlara gönül rahatlığı ayık olmamız lazım."
Çalıştay bugün ve erte yapılacak tebliğlerle bitmeme edecek.
