Türkiye Adalet Akademisi’nin düzenlediği, AB ve Avrupa Konseyi kabilinden hesaplı 'Aile Mahkemelerinin Etkinliğinin Artırılması: Aile Üyelerinin Haklarının Daha İyi Korunması' mevzulu projenin açılışına Dışişleri Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakcı, Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Muhittin Özdemir, Avrupa Konseyi Programlar Genel Direktörü Verena Taylor, AB Türkiye Delegasyon Başkan Yardımcısı Ekeftheria Pertzınıdou ve davetliler katıldı. Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Muhittin Özdemir, Türkiye'de hususiyet ve demokrasinin geliştirilmesi hedefine ulaşılması düşüncesince atılacak en ehemmiyetli adımlardan birisinin hukukun üstünlüğü ile bel kemiği hafriyat ve özgürlükleri esasi meydan indinde hafriyat sisteminin tesisi bulunduğunu söyleyerek, bilgili ve savcıların sistem içi eğitimlerinin önemine aksan yaptı. Meslek içi tahsile yönelik, 'Hakim Savcı Eğitiminde Yeni Arayışla' başlıklı indinde emek vermek yürütüklerini kail Özdemir, ''Amacımız, tahminî 24 bin bilgili ve savcıya müteveccih sistem içi eğitimleri; mecburi eğitim, engin edep bilimi bilimi ile toy metotlar da dikkate alınarak baştan yapılandırılmasıdır'' dedi.
'TÜRKİYE AB AİLESİNİN BİR PARÇASI'
Dışişleri Bakan Yardımcısı Kaymakcı, karı mahkemelerinin etkinliğinin arttırılmasının karı bireylerinin korunmasında ehemmiyetli role cemaat bulunduğunu söyleyerek, ''Türkiye'nin Avrupa ailesinin indinde parçası bulunduğunu vurgulayarak, Türkiye'ye hafriyat etmiş olduğu hukukun gösterilmesi icap ettiğinin altını çizerek neşet etmek istiyorum. Evet AB üyelik sürecimiz ehemmiyetli indinde süreç. Biz bu süreçte hem konuşu alanda, hem içtimai alanda, hem türel bölgede ehemmiyetli icraat gerçekleştiriyoruz. Ve ehemmiyetli değişimleri, dönüşümleri beraberce hazırlamaya çalışıyoruz. Bunu eden diyar Avrupa Konseyi'nin indinde müessis üyesi, AB'ye namzet indinde diyar ve NATO'nun ikinci en ehemmiyetli gücüne cemaat ülkesi. Dolayısıyla kılıç de Avrupa ailesinin elan indinde tomar giderek güçlenmesi düşüncesince de AB üyelik sürecimizi ilerletmek istiyoruz. Dolayısıyla kılıç AB üyelik sürecinde başta Kopenhag politik kriterleri ve 23'üncü kaza ve bel kemiği tüze faslında ehemmiyetli adımlar atıyoruz. Tabii maatteessüf AB 23 ve 24'üncü fasılları açmamakla Türkiye'deki ıslah dönemini heveslendirme edici indinde görevi deruhte etmek istemedi. Keşke 23 ve 24'üncü fasıllar küşade olsaydı. Bugün ihtimal AB ile ilişkilerimiz aşırı elan değişik indinde noktada olabilirdi'' ifadelerini kullandı.
'AB KENDİSİYLE ÇELİŞKİYE DÜŞTÜ'
Son 20 yılda hususiyet dalında ehemmiyetli planlar geliştirildiğini kail Kaymakcı, ''2014-2020 Katılım Öncesi Yardım Aracı II (IPA) çağında adalet, yargı, bel kemiği haklar, insanoğlu hakları, özgürlükler dalında 70 milyon Euro'luk IPA projesi yapmıştık; fakat AB maatteessüf kendisiyle de çelişkiye düşerek bu planların bazılarının ki bunların indinde bölümü Avrupa Konseyi ile beraberce yaptığımız projelerdi askıya alındı. Bu esasta indinde çelişki. Hem AB, indinde namzet ülkeyi yargı, bel kemiği tüze dair eleştiriyor. Ama öteki taraftan namzet ülkenin kaza ve bel kemiği tüze dair kendisini elan ati indinde noktaya götürecek projelerini de askıya alıyor. Dolayısıyla bu kusur anlayışın indinde an evvel değişmesini istiyoruz. Türkiye kaza reformu stratejisi, insanoğlu hakları aksiyon planı ve 2021-2023 sürecinin tamamını havi AB'ye ortaklık aksiyon planıyla aşağılık üst önümüzdeki 1-2 salname kere haritasını hazırlamış durumda. Ve bunu da kararlılıkla uyguluyor. Yeter ki Avrupa üsteliği bu zamanda heveslendirme edici gösteriş oynasın ve namzet diyar Türkiye'ye karşı ayrımcılık yapmasın. Yani karı hukukundan bahsederken ailenin üyelerine değişik muameleler yapmamasını bekliyoruz'' dedi.
