Cumhurbaşkanı Erdoğan, Roma dönüşünde uçakta gazetecilere açıklamalarda bulunmuş oldu ve sorularını cevaplandırdı. Erdoğan, "G20 Roma Zirvesini hamdolsun başarıyla tamamladık. Roma'da dü çağ süresince 'İnsanlar, Gezegen ve Refah' anne teması çevresinde velut toplantılar yaptık. Yıl süresince meydana getirilen emekleri gözden geçirdik. Zirve kapsamında, global hesaplı gelişimleri ele aldık" dedi.
Erdoğan, keyif boyutuyla mücadelede ehemmiyetli aralık tahsil edilen salgının menfi hesaplı etkilerinin halen bitmeme ettiğini belirterek, "Özellikle mal tutarları ve borçluluk oranlarının ağır oranda yükseldiğini görüyoruz. Küresel pahalılık baskısı da bire bir halde basamak grado artıyor. Bu çerçevede ekonomilerimizin dayanıklılığını tasarruf kılmak amacıyla ne denli önlemler alabileceğimizi değerlendirdik. Küresel enflasyonla mücadelede iş birliğinin önemine değindik. Ayrıca, güneş tacı virüs salgınının global keyif sistemine bulunan tesirleri üstünde düşünüm alışverişinde bulunduk. Aşı meselesinde süregiden adaletsizliğin ve ayrımcılığın önlenmesi icap ettiğini vurguladık. Şu an klinik deneyleri meydana getirilen TÜRKOVAC aşımızı, onaylanınca, milletimizle baş başa insanlığın da istifadesine sunacağımızı anlatım ettik" dedi.
G20 Zirvesinin anne başlıklarından birisinin de “İklim ve Çevre” bulunduğunun altını çizen Erdoğan, "İklim değişikliğiyle mücadelede üzerimize düşeni yaparak Paris Anlaşmasını onayladığımızın uzaktan altını çizdim. Bu mevzuda kılavuz ve proaktif bir gösteriş üstlenmeye amade olduğumuzu muhataplarımızın dikkatine getirdim. Zirve vesilesiyle, ev sahibi İtalya Başbakanı Draghi, Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Von Der Leyen, Hollanda Başbakanı Rutte, önümüzdeki G20'nin ev sahibi Endonezya Cumhurbaşkanı Widodo, Amerikan Başkanı Biden, Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Michel, Almanya Şansölyesi Merkel ile bir araya geldik. Tabii sözlü Şansölye ile de görüştük, fazladan ikisi bu arada geldiler. Yine şahika esnasında ayrımlı ülkelerden katılımcılarla görüşmelerimiz oldu. Ziyaretim süresince gerçekleştirdiğimiz istişarelerin ve ortaya koyduğumuz görüşlerin hayır neticeler doğurmasını dilek ediyorum" dedi.
Erdoğan, 'ABD Başkanı Biden ile görüşmenizin umumi hatlarını neler oluşturdu? Görüşmelerden ilk Amerikan tarafının Reuters tarafından bir mesajı vardı, Biden cenahlarından Türkiye'ye bir halde tansiyonun düşürülmesi üstüne telkinlerde bulunulacağı şeklinde. Ancak daha sonraları değme dü taraftan da görüşmenin aşırı müspet geçmiş bulunduğu anlamında izahat oldu. Türk-Amerikan ilişkilerinin istikbaline değgin değerlendirmeleriniz nelerdir?' sorusuna, "Biden ile samimi ve yapıcı havada bir toplantı yaptık. Toplantıda Mevlüt Bey, İbrahim Bey ve Hakan Bey benimle birlikteydiler. Kendisinin indinde da Dışişleri Bakanı ile düzenlilik ve istihbarattan mesul adlar vardı. Toplantıyı oldukça müspet bir havada bitmeme ettirdik. Afganistan, Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz hikayelerinde iş birliğimizi güçlendirmenin yanı esna hassaten de hesaplı ilişkilerimizi aşırı daha dip bir halde bitmeme ettirme sonucu aldık. Bunun düşüncesince de arkadaşlarımıza lüzumlu emirleri verdik. Hemen Hazine ve Maliye Bakanlarımıza muhataplarıyla aşırı daha kesif görüşmelerini söyledik. Böylece inşallah ekonomide düet tecim hacminde 100 bilyon dolar hedefimize ulaşırız ve bu yolda yürürüz. Tabii NATO ittifakı ve izlemsel paydaşlık bağlamında atılacak adımları da danışma ika fırsatını bulduk. Hepsinden mavera tabig bizim bu F-35 mevzumuz var. Malum bizim 1 bilyon 400 milyon dolarlık yaptığımız bir ifa var. Bununla dayalı şekilde da F-16 tedarikini mütalaa ettik. Bu mevzuda da kendilerinden menfi bir yaklaşım görmedim. Tam bilakis gene bununla dayalı de Savunma Bakanlarımız birbiriyle görüşecekleri denli Dışişleri Bakanlarımız da muhataplarıyla görüşerek inşallah dü vatan ilişkilerini ilişik bu kırılan mevzuyu da neticelendirmeyi umuyoruz. Biden “Çok endamsız vakitte kavram alamayabiliriz. Biliyorsunuz dü ayrımlı bölümden, Temsilciler Meclisi ve Senato'dan geçiyor. Malum, boyut 50-50 lakin ego elimden geleni yapacağım” dedi. Ben de namına “Bunu başarabileceğinize inanıyorum ve bu mevzuda şu anda ağırlığın sizde bulunduğunu görüyorum” dedim. İnşallah Savunma Bakanlarımız da birbirleriyle görüşmeleri bitmeme ettirecekler. Bugünkü toplantıya dahil bulunan arkadaşlarımızın bu işi andıran markajda tutmasıyla inşallah bunu nihayetlendirirsek, burada dü parça ehemmiyetli başlığımız olacak; biri tedarik, biri de elimizdeki F-16'ların modernizasyonu. Bunların da o arada inşallah yapılmış vaziyeti bahis konusu olacak" yanıtını verdi.
'Bir de namına Daha Adil Bir Dünya Mümkün kitabınızı tanıtma ettiniz bildiğimiz kadarıyla. Türkiye'nin Yeşil Kalkınma Devrimi emek harcaması da vardı. Bu ikisiyle dayalı arka dönüşleri neler oldu?' sorusu üstüne Erdoğan, "Gerek benim “Daha Adil Bir Dünya Mümkün” kitabımı gerekse “Türkiye'nin Yeşil Kalkınma Devrimi” kitabını Biden'a armağan ettim. “Türkiye'nin Yeşil Kalkınma Devrimi” kitabında benim bir tanıtma imla bulunuyor. Biden'a “Biliyorsun ego de çevreciyim” dedim. Biz bu kitapları verince o da “Ben de size kişi kitabımı tanıtma edeceğim” dedi. Onun da ölüm fail oğlu kendince yazdığı bir kitabı var" dedi.
'BM Zirvesi sonrası selefleriyle kıyas yazar Biden düşüncesince “Kendisiyle dobra başladık diyemem” demiştiniz. Bu kere bu görüşmeden sonraları bu kanaatiniz değişti mi?' sorusuna Erdoğan, "Tabii koşullar atmosfere layıkıyla değişiyor. BM esnasında ayrımlı beklentilerimiz vardı. O ayrımlı beklentiler olmayınca fenomen az buçuk daha ayrımlı bir bir hale akla yatkın gitti. O evolüsyon farklıydı. Bu konuşma düşüncesince iletişim araçları da “20 dakikalık bir konuşma olacak” diyordu. Bizim konuşma 1 vakit 10 dakika sürdü. Medyanın bizimle elbette uğraştığını anlayın. Yani kendi başlarınca “kabul etmeyecek, görüşmeyecek” de derler, 20 dakikaya da indirirler. Ama bizim konuşma 1 vakit 10 dakika sürdü. O müddette de tören düzeni sonsuz geldi gitti, geldi gitti, onlara birkaç benzer yalpak cezaevi yaptı. En nihayetinde da bir yerde bundan sonraları görüşmeler vardı, bir taraftan da toplantı başlamıştı, elden onlara görmek mecburiyetinde olduğumuz düşüncesince öbür programlara devredilmek yerinde kaldık. Onun düşüncesince BM Genel Kurulunun bulunduğu dönemden beri ayrımlı bir sürecimiz oldu. Şimdi elbette bizim Türkevi kusursuz BM'nin karşılıklı karşısında. İnşallah çağ ola harman ola. Misafir ederiz, orada da görüşmemizi yapabiliriz, o da olur. Niye olmasın. Ayrıca güvenlik, savunma, ticaret, terörle uğraş ve diyalekt mevzular hassaten edinmek kıl payı aramızdaki dört başı mamur mevzularla dayalı kuma bir düzenek kurulması üstüne uygun kaldık, anlaştık. İnşallah bu mevzuları da dayalı arkadaşlarımız uzaktan yürütecekler" yanıtını verdi.
Erdoğan, 'Anladığımız kadarıyla sonuç genişliğinde ısıdam ve samimi bir konuşma reşit lakin mavera taraftan bir de Amerika'nın bugüne genişliğinde bariz bariz PKK/YPG'ye verdiği dayanak noktası var. Silah eğitimi bitmeme ederken Türkiye'nin onca uyarısına karşın manevra hazırlamaya genişliğinde gitti işler. Sizin bu mevzuda gerçekte aşırı bariz ve kupkuru bir mesajınız vardı. Sorumluluklar karşılanmadığı sürece anbean bir dizi eylem sinyali verdiniz, “Gerekirse dizi eylem yapmaktayız bu bölgede” dediniz. Biden ile bu toplantıda de, buradaki matbuat toplantısında üzüntünüzü dile getirdiğinizi belirttiniz ve acemi bir sürecin bundan sonraları başlayacağını söylediniz. Bu acemi süreçten ne umuyoruz ve bundan ahir proses Türkiye'nin dizi eylem ihtimalini elbette etkiler?' sorusuna, "Operasyonun yapılması gerektiği vakitte editör ki dizi eylem yapılır. Ondan arka etap atılmaz. Bir el yıldırı örgütleriyle bulunan mücadelemizden bizim katiyen vazgeçme etmemiz belkili değildir. Eğer karşımızda bir yıldırı örgütü bulunan PKK/PYD/YPG varsa, ne gerekiyorsa tığ bunu yaparız. Bundan da ödün vermeyiz. Bunu elhak tığ kendilerine değme devir söyledik ve söylüyoruz. Bundan ahir süreçte de NATO'da müttefiksek, NATO müttefiki şekilde bizim uyuşma şeklinde olduğumuz ortağımızın hakeza bir şeye mübaşeret etmemesi gerekir. Yine bire bir halde bundan ahir süreçte de Türkiye'nin asliye önceliklerinden bulunan bu meselede bu arada çalışmamız gerektiği hususunda bugün de mutabakata vardık. Orada da kendilerinin menfi bir yaklaşımı olmadı" yanıtını verdi.
'İtalya Başbakanı Draghi'yi benimseme edişinizi yoklamak istiyorum. Özellikle Nisan ayında Draghi'nin tayin edilmiş bir başvekil olarak, tekraren seçme bir Cumhurbaşkanına alın kullandığı bir anlatım vardı. Bu Türkiye'de haliyle şişman bir tepkime gördü. İtalya medyasında da sizin İtalya'ya mevrut olmanızın ve bu kabulün bir telafi beklentisi oluştuğuna müteveccih duyum çıktı. Draghi'nin uzaktan bu hasarlı vaziyeti telafi edebilmek düşüncesince elbette bir yaklaşımı oldu, bu bap on paralık geçti mi, aranızda elbette bir alım satım oluştu?' sorusu üstüne Erdoğan, "Biz İtalya ile Berlusconi döneminden itibaren aşırı güzel, kalburüstü işler yaptık. Savunma sanayiinde de o devirde aşırı ağır bir etap atarak bu Atak helikopterlerimizi tığ İtalya ile anlaşarak aldık. Onlarla buna başladık. Özellikle Atak helikopterlerinde müşteri aşırı lakin bizim bir parça sıkıntımız, bu Rolls-Royce noktasında lüzumlu bulunan motoru istediğimiz oranda gerçekleştirme edemediğimiz düşüncesince ihracatında maatteessüf aşırı bir tomar kalburüstü olamıyoruz. Atak helikopterlerinde elimizde bereketli oranda Rolls-Royce motosiklet olsa tığ ağır açıdan dış satım yaparız. Bu devirde inşallah burayla adımları baştan başlatıp atarken, onların motosiklet teminini sağlamalarıyla tığ Atak helikopter talebini karşıladığımız devir defans sanayiinde ağır açıdan bir sıçrama daha yapmış oluruz. Olay yalnızca İHA, SİHA, Akıncı'da kalmaz. Aynı vakitte Atak helikopterleriyle de dünyada ayrımlı bir yere geliriz. Bunun haricinde da ego Biden'ın buraya ayrımlı yaklaşım göstermediğini, onun da müspet bir yaklaşım yahut ümit içerisinde bulunduğunu görüyorum. Temennim odur ki inşallah en endamsız vakitte bu süreci kalburüstü bir halde sürdürürüz" dedi.
Erdoğan, 'Fransa Cumhurbaşkanı Macron'la görüşmenizin detaylarını da nikbet ediyoruz. Nasıl bir atmosferde geçti, ne mevzular üstünde duruldu? Görüşmenizin düet ilişkilere etkisiyle dayalı değerlendirmeleriniz neler olur?' sorusunu, "Macron ile bulunan görüşmemizde 5-6 anne iç kulak vardı. Bunların merkezinde editör Libya vardı. Libya ile dayalı Berlin Konferansının bir benzerini Paris'te gerçekleştirmek istiyor. Bu bir yerde halden vecibe boşaltmak denli oluyor. Bizim oraya ısrarla eş başkan şekilde gelmemizi istiyor. Dedim ki “Berlin'de elhak tığ bu konferansı yaptık. Kaldı ki buraya birtakımı davetleriniz var; bilfarz Yunanistan, bilfarz İsrail, bilfarz Kıbrıs Rum Kesimi. Bunların katılacağı bir Paris Konferansına tığ katılamayız.” Durdu ve “Bir emek vermek yaptırsak bunun üzerinde, hususi temsilciler belirlesek” dedi. Ben de “Şartımız bu, bir el bunlar olmayacak. Eğer Yunanistan buraya gelecekse hususi ajan filan da göndermeye lazım yok. Burada aşırı ısrar eden durumundaysanız hususi temsilcileriniz kim, bunları da görelim lakin burada Yunanistan, İsrail ve Kıbrıs Rum kesimi olacak olursa bunu elhak yapamayız” dedim. Birincisi bu. Şimdi o da adlar verecek, tığ de adlar vereceğiz, ihvan aralarında konuşma yapacaklar. Fakat editör bu şartlarımız namına gelmedikten sonraları olmaz.
Bir öbür bap Afganistan meselesi. Afganistan ile dayalı de malum, askerimizi çektik, askerimiz bundan sonraları orada yok. Tabii bunların sıkıntıları var; orada devir zamane Fransızlar olabilir, bunların oradan katılması gibi. Dedik ki tığ şu anda Katar'la çalışıyoruz, bir çabamız mevcut ve bizim Afganistan'da Afganistan halkını bekâr boşamak denli bir düşüncemiz yok. Ondan sonraları lodosluk Kafkasları gündeme getirdi. Dedik ki tığ sabık hafta oradaydık ve lodosluk Kafkaslar'da da şu anda atık müspet adımlar mevcut ve bu müspet adımları da İlham Aliyev kardeşimiz azimli bir halde bitmeme kılmak istiyor. Hatta Paşinyan'la da görüşmesi oldu. Bu toplantıda de alanda 6'lı bir ortam oluşturalım konusu gündeme geldi. Rusya, Azerbaycan, Türkiye, İran, Gürcistan ve bunun indinde bir de Ermenistan, şayet bütünü de benimseme ederse burada bir sulh platformu oluşturmuş oluruz. Bizim derdimiz, bu da olursa uygun olur. Macron'la görüşmemizde Libya ile dayalı mevzuda bizim askerlerimizin eğitmen şekilde ve Libya'nın ulusal hükümeti ile anlaşmalı biçimde orada bulunduğunu da bir benzer daha anlatım ettim" diyerek cevapladı.
Erdoğan, 'Yunanistan ve Fransa ortada meydana getirilen barışma gereğince Yunanistan Fransa'dan Rafale tayyare alıyor, fırkateynler alıyor. Diğer taraftan muhtemel arbede yerinde mahsus açılardan Yunanistan ile bu arada ika anlamında bir barışma gerçekleştirdiler. Bu safiha Doğu Akdeniz ve Ege'deki jeostratejik dengeyi ne yönde etkileyebilir?' sorusunu, "Biden'a da Macron'a da bu mevzuyu söyledik. Dedik ki bu Dedeağaç vakası nedir? Burada hakeza bir üssün kurulması bizi, halkımızı ağır açıdan huzursuz ediyor. Bununla dayalı şekilde da Macron sahiplenemedi ve Rafale ile dayalı de “Onların parası var” dedi. Dedim ki “Bak seni aldatıyorlar. Bunların parası filan yok. Sadece Batı'ya 400 bilyon ekü borcu bulunduğunu biliyorum.” “Paraları var” dedi. Her obje para. Tabii bir de üs meselesi var. Ama bu gelişmelerle dayalı bizim dört başı mamur derdimiz Türkiye şekilde tığ çelimli olacağız" diyerek cevapladı.
'Dünyada bir parça S-400'ü bulunan vatan tığ değiliz. Hindistan da aldı. Aralık ayında da doğrulama alacaklar. Fakat Amerika'nın dört başı mamur dokunaklı dergileri, Amerikan senatosundan üyeler, “Aman Hindistan'a S-400 yaptırımı uygulamayalım” diyorlar. Amerika Dışişleri Bakan Yardımcısı da “Dışişleri ile Başkan Biden değişmeyen verir, müeyyide uygulanmayabilir Hindistan'a” diyor. Bir de F-16'nın en fevk modelinin bir benzeşim F-21 diyerek bir üretimevi kurdu Lockheed Martin Hindistan'da. S-400 yüzünden Türkiye'ye F-16'yı verip vermemeyi kongrede tartışırken, Hindistan'a yaklaşımları bu şekilde. Bunu elbette değerlendiriyor sunuz?' sorusu üstüne Erdoğan, "Ben Roma'daki görüşmemizden sonraları hakeza bir şeyin olmadığını görüyorum. Şu anda lazım Dışişleri Bakanımız lazım Savunma Bakanımız muhataplarıyla yapacakları görüşmelerle bu işi neticelendirirler ve tığ de kendisiyle başkaca yapacağımız görüşmelerle işi andıran takibe alırız. Tabii Hindistan meselesi önemli. Çünkü Hindistan NATO'da değil lakin Türkiye NATO'da, senin ortağın. Dolayısıyla NATO'daki ortağınla hakeza bir şeye girmiyorsun, NATO'da sıfır Hindistan'la hakeza bir etap atmaya kalkıyorsun. Bu elbette bizi üzer" dedi.
'G-20 sonuçlarıyla dayalı yoklamak istiyorum. Aşı milliyetçiliği konusunu matbuat toplantısında dile getirdiniz. Putin de bu yüzden Batı'yı suçladı. Batı'yı arsıulusal aşılama kampanyalarını etkilemekle, engellemekle ve Rus aşısını gündeme almayarak rekabeti engellemekle suçlayan bir izah yaptı. Bu konu, birtakımı aşıların benimseme edilip birtakımı aşıların reddedilmesi konusu zirvede elbette ele alındı? Bir ötekisi İtalya Başbakanı Draghi'nin açım konuşmasında dediği donsuz devletlerin aşıya ulaşması yüzdelik 3 denli aşırı düşüt bir oranda ve bir sene içre yüzdelik 70 etap kaydedilmesi gerekiyor ki pandemiyle savaşılabilsin. Bu mevzuda ruzname ne oldu? Sizin görüşlerinizi benimseme kılmak istiyorum. “Bir kadro kurulmasını önereceğim” demiştiniz. Bunu kapsıyor mu? Avrupa'nın, G-20 ülkelerinin üstenme ettikleri global hava değişikliğiyle uğraş düşüncesince bir mülk var. 100 bilyon dolar denli bir parayı sürüm hacmini, limonluk gazı tesirini ıskat kılmak düşüncesince vermeyi üstenme ettiler. 2025'e genişliğinde bu taahhütlerini namına getirmeleri gerekiyor. Bu bap ne çerçevede dile geldi? Bir de sayısal global arsıulusal şirketlere ihsan meselesi raporda vardı, bu mevzularla dayalı fikirlerinizi benimseme kılmak isteriz?" sorusuna Erdoğan, "Aşı üstüne tığ şu anda bir iddiayla ortadayız. Bizim iddiamız TÜRKOVAC ve tığ TÜRKOVAC'ta inşallah bu sene sonuna genişliğinde üretime kusursuz manasıyla geçtiğimizde burada rastgele bir günücülük yapmadan bunu evren ile paylaşacağız. Dünya ile bunu paylaşırken de adeta “Siz yapmadınız lakin tığ yapıyoruz” mesajı vereceğiz. Bu yaklaşımımızı aşırı endamsız vakitte ürettiğimiz elektronik teneffüs cihazlarında da gösterdik. O teneffüs cihazlarını üretmeye başladığımız andan itibaren buna eş sıfır Afrika devletleri hassaten edinmek kıl payı nice ülkeye gönderdik. Bunu da yaparken sebepsiz yaptık, hesapçı yapmadık. Aynı biçimde tığ taşınmazlar dışına ağır açıdan müvellidülhumuza tüpü de gönderdik. Bütün bunlar hakkıyla o anlarda aşırı bir tomar şişman ehemmiyet bildirme etti. Tabii TÜRKOVAC hızlı üretime girdikten sonraları tığ inşallah dünyada dengeleri az buçuk değiştiririz. Küresel hava değişikliğiyle uğraş düşüncesince finansal üstenme mevzusuna gelince, sunulan laflar filhakika büyük. Mali noktada olmaktan mavera hassaten Afrika ülkelerine müteveccih aşırı ağır bir dayanak noktası olmadı. Merkel'in Afrika ülkelerine müteveccih müspet bir çıkışı vardı, “Oralara mahsus destek sunar verilmelidir” diye. Afrika ülkeleriyle dayalı en dirilik müşteri dayanak noktası ve erek bizlerden oluyor. Türkiye şekilde tığ bu proses içerisinde de değme ayrışık desteğimizi Afrika ülkelerine verdik. Onları kişi başlarına bırakmadık. Aşı da verdik. Biz kendimiz daha üretmedik lakin kendimize aldığımız aşılardan Afrika ülkelerine ağır açıdan gönderdik. Özellikle teneffüs cihazları da gönderdik" yanıtını verdi.
'Müstakbel Almanya Başbakanı'nı elbette buldunuz? Türkiye'nin önemi üstüne bilgilendirilmiş mi? SPD Yeşiller'le kuma olması gır konusu, oradan Türkiye'ye müteveccih birtakımı birtakım antika mesajlar gelebiliyordu. Nasıl buldunuz Başbakan adayını?' sorusu üstüne Erdoğan,"Laschet, bana layıkıyla yıldızı dişi biri. Şunu da unutmayalım ki Alman yönetiminde nezaret yaptı. Yani haricen mevrut biri değil. Aslında bizlere de ecnebi değil. Yani SPD'nin içre bulunan biri ve kuma dostlarımız var. Zannediyorum tığ aşırı bir tomar yabancılık çekmeyeceğiz. O da yabancılık çekmeyecek. İnşallah Kasım-Aralık denli de hükümeti kuracaklarını söylüyor. Ben güveniyorum" dedi.
'Son senelerde Balkanlar'da düşünce donör bir yüklülük tırmanıyor. Özellikle Sırp reis Dodik'in açıklamaları korkutucu. Bu hususta değerlendirmeleriniz nelerdir?' sorusunu Erdoğan, "Balkanlarda, Bosna-Hersek'te zorluklarla kuruluş edilen sulh ve dirlik ortamını korunum kılmak aşırı önemli. Türk halkının gönlünde de düet ilişkilerimizde de burasının ayrı bir noktayı vardır. Biz değme devir buradaki karındaş devletlerin yanındayız. Temenni ediyoruz ki bundan sonraları da barış, dirlik ve itimat ortamının devamı istikametinde akım edilir. Biz bundan sonraları da bu sürece dayanak noktası olmayı sürdüreceğiz" diyerek cevaplandırdı.
Erdoğan, 'İskoçya'ya sebep gitmediniz?' soruna, "Glasgow'da planlı Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği mevzulu Liderler Zirvesi düşüncesince istem ettiğimiz düzenlilik protokolü standartları vardı. Bunlar arsıulusal dört başı mamur ziyaretlerimizde bizlere ve öbür dört başı mamur liderlere değme devir muteber protokoldeki standartlardı. Ancak bizlere bunların sonuç anda karşılanamayacağı söylendi. Daha sonraları bizim arka çevrilen talebimizdeki standartların başka bir vatan düşüncesince istisnai şekilde sağlanabildiğini öğrendik. Bu diplomatik teamüllere de uymuyordu. Bunu benimseme edemezdik. İlgili birimlerimiz kupkuru bir duruşla görüşmelerini sürdürdü. Sağ olsun Boris Johnson da süreçle ilgilendi. İlk hassaten problemininin çözüldüğünü anlatım etti. Fakat sonuç anda bizlere arka dönerek İskoçya tarafının külfet çıkardığını söyledi. Taleplerimiz namına getirilmeyince tığ de Glasgow'a gitmekten vazgeçtik. Nihayetinde bu yalnızca kişi güvenliğimizle dayalı değil, ülkemizin bakımından da dayalı bir meseleydi. Biz milletimizin itibarını korumakla mükellefiz. Hiçbir yerde ülkemizin saygınlığına, izzetine bozma gelmesine izin etmeyiz. Daha adaletli bir dünyayı fakat eşitlikçi bir yaklaşımla kurabileceğimizi de böylecene bir benzer daha göstermiş olduk" yanıtını verdi.
