İstanbul
İstinaf kabilinden usulden bozulmasının peşi esna 72'si mevkuf 215 sanığın baştan yargılandığı Adnan Oktar silahlı kusur örgütüne müteveccih davanın gerekçeli kararında, örgüt yöneticisi ve üyelerinden oluşan "kız getirme grubu"nun "hedef kızı" seçilmiş türüne arazi verildi.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince hazırlanmakta olan 10 bin 393 sayfalık gerekçeli kararda, yaymaca faaliyetleri kararında kurulma çalışanlarının birlikte "sempatizan yapılanması" da meydana geldiği anlatıldı.
Örgütün, bastırttığı kitapları dağıttığı, "infak" ismi altında iane toplamış bulunduğu tamlanan kararda, politik partilerin mitinglerinde kurulma hesabına dayanak faaliyetleri gerçekleştirildiği anlatım edildi.
Kararda, kurulma personelleri kabilinden ister ticari ister gayri kanuncu zeminde meydana getirilen ameliyat gerekse de kurulma üyelerinin ailelerinden mevrut zenginliklerle elde edilmiş gelirlerin "infak" ismi altında örgüte aktarıldığı, bu vesileyle örgütsel faaliyetlere kaynak oluşturulduğu kaydedildi.
Örgütün silahlanarak özellikle Oktar'ı korumayı hedeflediği tamlanan kararda, bu silahlanmayı kıygın ve müştekiler üstünde korku, edisyon ve yıldırma unsuru şekilde kullanıp iradelerin sakatlandığı vurgulandı. Kararda, bu silahlanmaya yasallık vermek gayesiyle resmi mesnet ve mercilere asılsız beyanda bulunulduğu, asıl ve fiili durumla örtüşmeyen beyanlarla tabanca transfer ve bulundurma ruhsatları alındığı ve polis kuvvetlerinin denetimin giderilmiş edilmiş bulunduğu anlatıldı.
İki suçtan tanık yetersizliği dolayısıyla beraat
Kararda, "FETÖ yıldırı örgütüne iane etme" ve "siyasal ve askeri casusluğa girişim etme" suçlarından sunulan aklanma hükmüne, "sanıkların mahkumiyetine kâfi herhangi birlikte muhtelif şüpheden uzak, kesin, konkre ve tatminkâr tanık elde edilmemesi, 'şüpheden maznun yararlanır' prensibi ve tanık yetersizliği" esbabımucibe gösterildi.
Bazı sanıkların ukubet almış bulunduğu "cinsel istismar" ve "cinsel saldırı" suçlarının, "turnike sistemi" ismi sunulan eşeysel sömürü düzeniyle işlediği vurgulanan kararda, bunun yakınan ve kıygın hanımefendilerin beyanıyla anlaşıldığı aktarıldı.
Kararda, kızların kandırılarak örgüte alınması şu biçimde anlatıldı:
"Örgütün birlikte kız getirme grubu kurulma ettirilmiştir. Bu kapsamda kız getirmeden mesul kurulma yöneticisi ve üyelerinin ister AVM'ler gerekse dinç kızların derin devir geçirdikleri mekanlar, toplumsal paylaşım siteleri, genel ağ ve örgütçe lüzumu tanıdık herhangi birlikte yerde maksat kızı belirlediği belirleme edilmiştir. Örgüt idareci ve üyelerine fazla arabalar, kıyı mahiyetindeki evler, fiyatlı hediyeler, eşyaların bu amaçla tahsisinin yapıldığı anlaşılmıştır."
Örgüttekilerin bebek sahibi olmaları engellendi
Adnan Oktar'ın örgütsel faaliyetlerin kesintiye uğramaması düşüncesince seksenli zamanlardan beri tedbirler geliştirdiği vurgulanan kararda, buna örgüttekilerin bebek sahibi olmalarının önüne geçilmesi misal gösterildi. Örgüt içi ve dışı evlenmelerle bebek doğurmanın neymiş eş koşma eşiyle olan evliliği bulunduğu düşüncesince yasaklandığı anlatılan kararda, bunun kurulma çalışanlarının karı yaşamına geçerek örgütten kopmamaları düşüncesince tedarik bulunduğu kaydedildi.
Özellikle eş kurulma çalışanlarının eğitimlerini tamamlamalarının kurulma sergerde kabilinden zorla izin verilmediği anlatım edilen kararda, Oktar'ın okullarına bitmeme yazar toplumsal ortamlara girerek örgütten kopulmasının, ekol yaşamının kurulma içindeki faaliyeti azaltmasının önüne devrolmak üzere Oktar'ın, hanımefendilerin örgütte kip işlev etmeleri düşüncesince telkinler verdiği aktarıldı.
"İstinaf birtakımı devir kendisini Yargıtay namına koyarak karar veriyor"
Gerekçeli kararda, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin kesme sonucuna bağlı şu yorum yapıldı:
"Konu Ceza Muhakemesi Kanunu'nda bu derece kemiksiz ve sınırları belli birlikte halde çizik bulunmasına karşın pratikte kimi semt adalet sarayı mahkemelerinin ve bazı ukubet dairelerinin, dosyanın esasına girerek ara esna tanık toplanmasını isteme, ara esna eylemlerin kusur oluşturduğu için bahisle mahkumiyet, ara esna de iş bu dosyada bulunduğu kabilinden eylemin kusur oluşturmadığı ve aklanma sonucu verilmesi biçiminde kesme kararları verdiği görülmektedir. İstinaf mahkemeleri birtakımı devir iş yoğunluğu, birtakımı devir da 'kendisini Yargıtay namına koymak' kabilinden saiklerle bu kararları vermektedir. Saik ne olursa olsun anayasa hükmü açıkken ve sınırlanmış birlikte kesme sonucu verilebileceği belirtilerek buna güvenerek de temerrüt yasağı getirilmişken bu biçimde defakto birlikte halde infaz tekvin çabaları istinaf mahkemelerinin kaynağını kanundan almadığı birlikte yetkiyi istimal anlamına sağlık ki bu boyut Anayasa'yı ihlal manası taşımaktadır."
Gerekçeli kararda, kesme kararının kaynağını kanundan almadığı düşüncesince istinafın hükmünün namevcut mesabesinde bulunduğu kaydedildi.
Kararda, sanıklar Adnan Oktar, Alev Babuna, Ayşegül Hüma Babuna, Aylin Atmaca, Bora Yıldız, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Mehmet Noyan Orcan, Merve Büyükbayrak, Sinem Hacer Tezyapar, Tarkan Yavaş, Ulviye Didem Ürer ve Yeliz Sucu'nun Türk Ceza Kanunu (TCK) gereğince, kurulma faaliyeti çerçevesinde işlenen eksiksiz suçlardan çevre cezalandırıldığı belirtildi.
Gerekçeli kararda, başkaca kendince ukubet sunulan öteki sanıklara bağlı detaylar da ele alındı.
