Antalya
Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) Eren Günhan Ulusoy, 163 ülkeye un ihracatı gerçekleştirdiklerini belirterek, "Dünya nüfusunun yüzdelik 92'sinin yaşamış olduğu devletlere Türk unları gidiyor. Rakamsal adına da bu 3 milyon tonu buluyor." dedi.
Aksu ilçesi Kundu Turizm Bölgesi'ndeki müşterek otelde planlı ve anne teması "İklim değişikliği ve toptan salgın" bulunan kurultay düşüncesince Antalya'ya mevrut TUSAF Başkanı Eren Günhan Ulusoy, un sanayisinin Türkiye'deki besin sanayisinin en şişman kollarından bir tanesi bulunduğunu belirtti.
Un sanayisinin ilkin sofralardaki ekmeğin idmansız maddesi olması zımnında tedbir zincirinde anne müşterek gösteriş üstlendiğine dikkati çekici Ulusoy, Türk ununun hoppadak taşınmazlar içre değil, taşınmazlar haricinde da sofraları süslediğini söyledi.
"Türk ununu ne pazarlara satıyoruz?" sorusu adına "Hangi pazarlara satmıyoruz?" sorusunun cevabının hâlâ emeksiz bulunduğunu özetleyen Ulusoy, "Un sanayisi, Türkiye'ye 1 bilyon doların üstünde döviz kazandıran dış satımcı müşterek sektör. 163 ülkeye un ihracatı gerçekleştiriyoruz. Un ihracatı yapmadığımız iklim sayısı enine boyuna az. Dünya nüfusunun yüzdelik 92'sinin yaşamış olduğu devletlere Türk unları gidiyor. Rakamsal adına da bu 3 milyon tonu buluyor. " diyerek konuştu.
"Türk ununun evren pazarında yüzdelik 26'ya vasıl oranı varı"
Ulusoy, Afrika'daki, Uzak Doğu'daki müşterek ithalatçının ülkesine un bildirmek istemesi biçiminde karşısına en şişman alternatif adına Türk ununun çıkacağını anlatım ederek, "Türk ununu evren pazarında yüzdelik 26'ya vasıl oranı var. Dünyada bu manada akla mevrut geçmiş markayız. Ancak değme pazarda ürünlerimiz bellik durumuna dönüşmedi. Bazı pazarlarda devletler kişi markalarıyla unumuzu satıyor. Orada gidecek hâlâ yolumuz var. Bu egemenlik faziletli piyasa oranı bellik olabilmek düşüncesince ehemmiyetli müşterek fırsat. Bu fırsatı değerlendireceğimizi düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Yeni insan koronavirüsle uğraş kapsamında aşılamaların artarak çoğalması ile keyif dalında salgının tesirinin yavaşladığını fakat ekincilik ve besin yönünde artçılarının yaşamaya bitmeme ettiklerini dile getiren Ulusoy, şu şekilde konuştu:
"Tedarik zincirinde müşterek tereddüt yaşandığından ahir zamanlarda ilginin kaymasından çevre arzın yetişmemesi kabilinden problemleri ortaya çıkartıyor. Tüketimin üstünde müşterek taleple karşılaşıyoruz. Ülkeler pandemi refleksiyle mutluluk ihaleleri marifetiyle yılgı satın almalar yapıyor. Maliyetlerin artması, arzla ait yaşanmış bulunan teessürat ve kuraklıklar fiyatların da faziletli seyretmesine sebep oldu. Tüm evren besin enflasyonu ile uğraş ediyor."
Gıda tedbir zincirinde arıza yok
Türkiye'nin besin alanının nice ülkeden hâlâ emektar ve anadan görme bulunduğunun altını çizen Ulusoy, müstevli devrinde tek arıza yaşanmadığını, rafların ve fırın tezgahlarının tek müşterek devir ekmek kullanmadan kalmadığını kaydetti.
Ulusoy, artık da müstevli şartlarında değişim olsa güçlü besin tedbir zincirinde müşterek arıza yaşanmayacağını dile getirdi.
Türkiye'nin ihracatında anne parametrenin taşınmazlar dışından getirilen ürünün ek bedel katılarak taşınmazlar dışına ihraç edilmesi olduğuna ayraç fail Ulusoy, "Türkiye'nin buğday üretiminde pozitif verdiği zamanlarda kılıç bunu hem taşınmazlar içerisinden aldığımızı ihraç buyurmak aynı zamanda taşınmazlar dışından getirdiğimizi işleyerek ihraç şeklinde uyguluyorduk. İçinde bulunduğumuz sezonda kuraklıktan çevre bu ağız ağıza ithale mebni duruma geldi. Yine kuraklıklardan kaynaklı eksiklikten çevre müşterek hacim ithal ürünü de iç tüketimimizde değerlendirmek durumundayız." ifadelerini kullandı.
Salgın devrinde kişilerin evde ekmek ürettiğine dikkati çekici Ulusoy, bu sayede ekmek israfının azaldığını kaydetti. Salgın devrinde un tüketimi dair da müşterek başkalık olmadığını aktaran Ulusoy, hoppadak satı kanallarının otel, lokanta ve kafe kabilinden dolgun istihlak sahalarından evlere kaydığını laflarına ekledi.
