Bilardoya verdiği 7,5 salname aranın arkası esna baştan başarılara doymadığı spora dolaşım sonucu alan, hemen sonra kendini geliştiren ve 57 yaşlarında Mısır'da planlı Dünya Kupası'nı kazanarak baştan dünyanın zirvesine çıkan Semih Saygıner, en ehemmiyetli başarısından hayatına, okuyuculuk ve konuşmacılık kariyerinden, oyunundaki değişime denli nice mevzuda Demirören Haber Ajansı'na (DHA) hususi açıklamalarda bulundu.
İlk adına DHA muhabirinin, "Kariyerinin en giranbaha başarısı hangisi" sorusuna cevap vererek laflarına başlamış bulunan söylence isim, "En kıymetlisi 2004 senesinde Antwerp'te aldığım kupa. Yurt dışındaki maceram Antwerp'te başladı, 1988'de müşterek numara maçta yenildim. 2004'te ayrımsız yerde dünyada senenin oyuncusu seçildim. Çok garip müşterek şeydi. O ihsanıhümayun benim düşüncesince en ehemmiyetli ödüldür" ifadelerini kullandı.
"NİYE BANA BİLARDOYU BIRAKTIRDILAR DİYECEĞİME, KENDİMİ BAŞKA ALANLARDA GELİŞTİRDİM"
Bilardoyu bıraktığı çağda nice değişik bölgede deneyimler kazandığını ve gelişigüzel devir istediği şeyleri yaptığını dile getiren Saygıner, "Hayatın ayrıksı alanları da var. Ben hoppadak bilardodan ibaret müşterek yaşam kurgulamamıştım. Şarkı da söylüyorum. Profesyonel hanende değilim. Albüm yapmış olmama rağmen. Şarkı söylemeyi seviyorum, oyunculuğu seviyorum, sevdiğim düşüncesince yapıyorum. Konuşmacılık baş döndürücü ehemmiyetli müşterek toprak aldı hayatımda. Yaşadıklarımdan oluşan, uygun kişi deneyimlediğim detayları bireylere aktarıyorum. Faydam bulunduğunu düşünüyorum o meslekte. Çok sevdim. 60'lı yaşlara denli baş döndürücü şen bilardo oynarım. Ama 90'lı yaşlarımda üstelik konuşurum, ağır konuşurum ancak konuşurum. Ben gelişmeyi dost müşterek insanoğlu oldum hayatım boyunca. Oturup atasözü acıtmak yerine, nite bana bilardoyu bıraktırdılar diyeceğime, kendimi o bölgelerde geliştirdim, bana baş döndürücü yardımı oldu" sanarak konuştu.
"ESKİ ALIŞKANLIKLARIMA DEVAM ETSEYDİM, BUGÜN DÜNYA KUPASI'NDA ŞAMPİYON OLAMAZDIM"
7,5 salname aranın arkası esna bilardoya dönmesi hemen sonra dubara stilinde ağır değişikliklere gittiğini ve etrafı kabilinden riziko almış bulunduğu dair uyarıldığını özetleyen Semih Saygıner, riziko almadan tek nesne başarılamayacağının altını çizerek şunları söyledi: "Konfor sahasından kabarmak baş döndürücü zordur. Alışkanlıkların konforludur, hâlâ evvela deneyimlediğin şeyler konforludur. Ben sahalara arka döndüğümde güya yapabilirmişim derece hissettim, kendime 2 yıl verdim ancak yetmiyormuş. Spordaki gelişimlere, spordaki değişikliklere oynadığın sürece fut uydurursun. Ama uzaklaştığın devir ayrıksı müşterek dünyada derece hissedersin. Benim dikkatimi çekmeye başladı. Diğer aktörleri seyrediyorum, bazısı tadilat gördüm, kendimi uyarlanmış etmem icap ettiğini düşündüm. Vuruş pozisyonum üstelik değişti. Eski halimle güzel olabileceğimi düşünmüyordum. Arkadaşlarım riziko alıyorsun dedi. Risk almadan tek nesne başaramazsın. Eski alışkanlarıma bitmeme etseydim, bugün Dünya Kupası'nda şampiyon olamazdım, yıldırma de oluşturamazdım. Bunu gerçekleştirmek zorundaydım. İnsanların baş döndürücü müşterek tomar yeğleme etmiş bulunduğu müşterek nesne değil bu. Ben kendimi yenilemeyi dost müşterek insanım. Hayatıma da bunu yansıtıyorum. "
"DÜNYA KLASMANINDA İLK 20'DE 4 TÜRK BİLARDOCU VAR, BUNU CİDDİYE ALALIM"
"Senden sonrası düşüncesince birilerini yetiştiriyor musun" sorusunun sonsuz sorulmasının kendisini baş döndürücü kızdırdığını kaydeden Saygıner, evren klasmanında evvel 20'de 4 Türk sportmen bulunduğunu hatırlattı. Türkiye Şampiyonası'nda müşterek fut kazandığında üstelik baş döndürücü bahtiyar bulunduğunu zira baş döndürücü kavi rakiplere gönül rahatlığı yarıştığını kail tecrübeli isim, şu ifadeleri kullandı: "Pandemiden çevre bilardo tarihinde evvel el dü turnuvayı fevk fazladan oynadık Mısır'da. Ben Dünya Kupası'nı kazandım. Fakat gelişigüzel yerde evren şampiyonu sanarak yayıldı. Bizde futboldaki derece değil. Hepsi değişik turnuvalar. Hemen akabinde Ferdi Dünya Şampiyonası vardı, ego orada yenildim. Murat Naci Çoklu arkadaşımız finale çıktı, kılpayı evren şampiyonluğunu kaybetti. Yıllar öncesinde ego bunu söylüyorum. Fakat anca çirkin müşterek devre yaşadık ki federasyonun ayrıksı kişilerin elinde bulunduğu dönem, bizlere baş döndürücü içki kaybettirdi. Yeni yönetimle bu değişti. Sporcularda da tesirini görüyoruz. Zaten evren çapında sporcularımız vardı. Murat Naci Çoklu, Tayfun Taşdemir, Lütfi Çenet, Can Çapak... Bu aktörleri madun etmek hoppadak benim düşüncesince değil, hacısı hocası düşüncesince baş döndürücü zor. Dünya şampiyonu olabilecek kapasitede oyunculardır bunlar zaten. Murat Naci Çoklu bugüne denli 2 Dünya Kupası kazandı. 1 Avrupa şampiyonluğu kazandı. Tayfun Taşdemir 2 Dünya Kupası kazandı. Murat Naci Çoklu ve Lütfi Çenet, evren ulusal ekipler şampiyonu oldu, ego ve Tayfun Taşdemir'den sonra. Dünya klasmanında evvel 20'de 4 Türk sportmen var. Şaka değil, bunu ciddiye alalım. Murat Naci Çoklu, ben, Tayfun Taşdemir, Lütfi Çenet. Sonra gine oyuncular mevcut ancak evvel 20'de 4 kişi var. Benim yerime birisi doğacak sanarak müşterek nesne yok. Bugün ego bırakın Dünya Kupası kazanmayı, Türkiye Şampiyonası'nda müşterek fut kazandığımda üstelik baş döndürücü bahtiyar oluyorum. Hadi yensene bu isimleri. Kolay mı? Sadece 3 izole bant dalında değil, bilardo adına baktığımızda da Hacı Arap Yaman, Serdar Gümüş, artistikte Avrupa ve evren şampiyonu ergin sporcular. Eylül Kibaroğlu, bakıyorsunuz pool dalında Avrupa şampiyonu ergin müşterek sporcumuz. Gülşen Değener, Güzin Müjde Karakaşlı, avrat bilardosunda baş döndürücü ehemmiyetli isimler. Çeşitli madalyalar nail isimler. Dolayısıyla tığ bilardo adına doğrusu baş döndürücü başarılıyız. Bana, 'Senden sonrası düşüncesince bir tanesini yetiştiriyor musun' sorusu sorulmasını anlayamıyorum. Zaten benim başarılarımı ele geçirmiş halde bulunan 3-4 parça kişi sayıyorum size. Benden sonradan Murat Naci'nin şampiyon olmasını baş döndürücü istek ederdim, kılpayı kaçırdı çocuk. Bu müşterek hâlâ kaçınan anlamına gelmiyor. Belki seneye olur. Belki Tayfun olur. Ben hiç kimseye müşterek nesne öğretmiyorum. Sadece bilgilerimi aktarıyorum. Ben onların ustasıyım demem, onlara hürmetsizlik yapmış olurum. Çok ehemmiyetli müşterek aktör sıralaması mevcut Türkiye'de. Bir madun kol da mevcut ki onlar da gelecektir sanarak düşünüyorum."
"YAPTIĞIM İŞLER ÇOK BÜYÜKTÜR AMA HAYATIM KÜÇÜKTÜR, TEVAZU İLE YAŞARIM"
Birçok neslin kendisiyle büyüdüğünün hatırlatılması dair Saygıner, gelişigüzel devir kendisini geliştirdiğini ve güzel tabir edebilmek düşüncesince çalıştığını söyleyerek, "Spordaki başarının altında güzel sosyalleşme, akla yatkın antrenman, akla yatkın beceri hazırlık, akla yatkın zihnî hazırlığın yanında hikmet durum da önemli. Ben kendime güzel icra vekili müşterek insanım. 57 yaşlarında olmama karşın hikmet adına güzel durumdayım. 60 yaşında, birazdan öleceğiz vaziyeti mevcut devletimizde maalesef. Ekşi Sözlük'te baş döndürücü merkum bu konu. Ben mevzularda gözükünce, birisi yazmış, 'Konularda görür görmez eş yaşamını kaybetti zannettim, eş Dünya Kupası'nı kazanmış' demiş. Çok güzel değil mi bu (Gülerek)? Benim yaptığım işler baş döndürücü büyüktür alanımda ancak hayatım küçüktür. Tevazu ile yaşarım. İşimi güzel özne müşterek insanım. Herkes keşki işini güzel yapsa. Ne bahtiyar ki bana, nice jenerasyona dokumalı müşterek insanım. Dokunmaya da bitmeme edeceğim ömrüm yettiği sürece. O sebepten dolayı hatip performansım köle baş döndürücü iri ehemmiyet sunma ediyor. Bir çağ Nişantaşı'nda duruyorum, peçe mevcut yüzümde. Çok güre müşterek bebek geldi yanıma. 'Ağabey, siz Semih Saygıner'siniz değil mi' dedi bana. 18 yaşlarında müşterek çocuk. Çok hoşuma gitti. O jenerasyonun benim yaptığım işe hürmet duymasının sonucudur bu fotoğraf" değerlendirmesinde bulundu.
"YAŞADIKLARIMI SADECE TİYE ALABİLİRDİM, CİDDİYE ALMAYI DENEDİM, OLMUYOR"
Semih Saygıner sonuç olarak, konuşmacılık kariyerinin nite başladığıyla ve nite bitmeme ettiğiyle ilgilendiren bilim vererek laflarını noktaladı: "Bilardo'ya ara verdiğim dönemde, yaşadıklarımı gülmeceli müşterek dille üslup gereksinimi hissettim. Çünkü bu yaşadıklarını hoppadak tiye alabilirdim. Ciddiye edinmeyi denedim, olmuyor. Yaşananlar karaca humor aslında. Üniversiteleri ayarlayalım da, konuşmalar deneyelim dedim ve anca başladı. Hoşuma gitmeyi başladı ve hayır olduğumu düşünmeye başladım. En ehemmiyetli sevimsiz güçlerden müşterek tanesi hayır olduğumu hissetmek. Benim konuşmam, sahneye çıkıp iklim çarpmak değil. Benim gayem halis muhlis yaşadıklarımı, karşıya akla yatkın anlatabilmek. Böyle olabilmek düşüncesince kendini izliyor olman lazım, hatalarını görmen lazım. Ben kişi hatalarımdan öğrene öğrene geliştirdim kendimi. Her devir hâlâ iyisi var, insanoğlunun doğasında mevcut bu. Konuşmacı adına doğmadım ancak gelişiyorum. Keşke hacısı hocası işine bu denli ehemmiyet verse. Gelişelim, güzelleşelim. Hayata ayn açma bu benim. "
