İstanbul
Türkiye'nin ortak tane efsanevi psikoloğu Prof. Dr. Tamer Dodurka, bulunan yahut toy kurulacak bakımevlerinin, sokakta zihayat yahut sokağa vazgeçme edilen hayvanların yaşadıkları can kuşu bilimsel mesail da cezaevi uğrunda bulundurularak tasarım edilmesi icap ettiğini savundu.
Temmuz ayında yürürlüğe giren 7332 mahdut Hayvanları Koruma Kanunu, çıkmaz hayvanlarına verilmesi müstelzim hizmetler üstünde belediyelere ehemmiyetli sorumluluklar getirdi.
Kanuna göre, büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu 25 bini aşan büyükşehir kaza belediyeleri ile maada belediyeler, sahipsiz, güçten sakıt ve ya yabanıllık sunma fail hayvanların korunması ve bakımının yapılması, rehabilitasyonunun sağlanması neredeyse efsanevi bakımevleri kuracak.
Türkiye'de baytar can kuşu bilimi dalında evvela emek harcamaları başlatan ve ayrımsız sürede İstanbul Rumeli Üniversitesi Rektörü bulunan Prof. Dr. Dodurka'ya göre, kısırlaştırma, ilkah ve ameliyatların da yapılabildiği bakımevlerinde, hayvanların fiziksel rehabilitasyonlarının yanında yaşadıkları travmalara ilişikli olarak, psikolojilerinin de düşünülmesi gerekiyor.
"Türkiye'deki ortak tane efsanevi psikoloğu" Prof. Dr. Dodurka, hayvanların iyileştirme sürecinde fiziksel tedavinin yanında can kuşu bilimsel tedavinin önemini, yasaklı soy sorununu, sokakta zihayat ve ya sahipliyken sokağa vazgeçme edilen hayvanların yaşadıkları travmaları AA muhabirine anlattı.
İnsanların en aşırı külfet çekmiş olduğu konulardan birinin ayrımlı deli mahmul türlerinin duygularını, psikolojilerini anlayabilmek bulunduğunu tamlayan Dodurka, şahısların hayvanları anlayabilmek düşüncesince çoğu kez 5 his ile akıntı ettiğini, bunun da yetmediğini söyledi.
Empati kurmaya benimsemiş olunması icap ettiğini dile getiren Dodurka, "Bunu yaparsak, iletişimimiz de kolaylaşıyor. Onların dillerini anlayabiliyoruz, kendimizi de onlara elan elleme anlatım etmeye başlıyoruz. Onların aşırı klasik, sade, anlaşılabilir ortak dili var. Bu dili idrak geçirmek mümkün. Biz de o dili kullanarak onlara ortak şeyler anlatabiliyoruz. Hayvanların eğitiminde de beğenilen formül budur. Onların dili ile onları eğitmeye başlıyoruz." dedi.
Dodurka, hayvanların gövde dili ile 200'den ortak tomar ileti verdiğinin belirleme edildiğini, bunun ehemmiyetli ortak bölümünün kulak, çene, bakış, diş halleriyle gerçekleştiğini, ortak köpek dişini gösterdi diyerek saldıracak yahut kuyruğunu oynattığı düşüncesince bahtiyar diyerek düşünülemeyeceğini belirtti.
"Terkedilen köpek düşüncesince çıkmaz bulut dolu"
Sokak hayvanlarının niteliğine ilişikli değerlendirmede bulunan Prof. Dr. Dodurka, "Aslında domestik hayvanın noktayı elbette ki sahibinin yanıdır ancak sokakta doğmuş, sokakta erişmiş ortak hayvanın eve yahut bakımevine kapatılması onun psikolojisine aşırı makul değil. O zira orada gözünü açmış, oranın kuralını öğrenmiş, orayı emin düz şekilde bulmuş." ifadelerini kullandı
Dodurka, domestik hayvanların sokağa bırakılmasının hayvan bilimi üstündeki aksi etkilerine de dikkati çekerek, şöyleki konuştu:
"Evdeki hayvanı sokağa çarpmak dehşetli halde onun psikolojisi açısından aşırı kötü. Çünkü sokaklar evimizdeki hayvanın alışkan bulunmadığı ortamlar. Evde namına emin ortak düz oluşturmuş. Sahibini de çoğu kez ortak derinti önderi şekilde görür köpekler. Bu derinti düzenini ağız ağıza bozup, bilmediği hayvanların ve şahısların arasına atılması onun düşüncesince hırslı ortak olay. Sokağın kurallarını bilmediği, çıkmaz köpekleri kabilinden bu gövde dilini kullanmasını bilmediği düşüncesince kendisini anlatım etmekte de külfet çekecek. O nedenden dolayı evden atık ortak köpeğin sokakta hayatı bulut mahmul ve hırslı gerçekten."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, belediyelere müteveccih "Sahipsiz hayvan bilimi düşüncesince ön alın, sıcak, emin barınaklar kurun." çağrısını hatırlatan Prof. Dr. Dodurka, bunun aşırı elleme ortak yaklaşım olduğunu, bakımevlerinin hayvanların psikolojilerine makul duruma dönüştürülmesini istedi.
"Yasaklı soy sahibi iktisap geçirmek talip şahıslar psikoteknik vesikası almalı"
Yasaklı ırklar mevzusuna da yer veren Prof. Dr. Dodurka, Türkiye'de yasaklı ırklar şekilde sınıflandırılan hayvanların bu derece kazalı duruma gelmesinin nedeninin bilinçsiz, arka niyetli, arada ortak can sağlığı durumunda sıfır şahıslar olduğunu, kurallara uyan şuurlu şahısların elinde bu hayvanların yabanıllık sunma etmediğini söyledi.
Bazı devletlerde kazalı soy sahibi iktisap geçirmek isteyenlerin ortak grup testlerden geçtiğini Dodurka, Türkiye'de de bu ırklara eş iktisap geçirmek talip insanların psikoteknik vesikası alması icap ettiğini savundu.
Dodurka, köpeklerin çocuklarla bekâr bırakılmaması ve kamusal bölgede ağzının bağlanması biçiminde ısırma olaylarının ve kazalı durumların iri seviyede önleneceğini söyledi.
Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü kurulması önerisi
Prof. Dr. Dodurka, ayrımlı devletlerde çıkmaz köpeklerinin ortak özek çeşidinden yönetimine ilişikli örneklerin bulunduğuna ayraç ederek, Türkiye'de de Tarım ve Orman Bakanlığı içerisinde Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü kurulması, üniversitelerin ve gönüllülerin de müdahale edilmesiyle çıkmaz hayvanlarına ilişikli pek aşırı probleminin çözüme kavuşturulabileceğini dile getirdi.
"Kaçma, cezaevi hücre gelme, otur, icabında dirseğini ısırsın"
Köpekler insanlardan dokunca görmemişlerse, bu hayvanların şahıslara erinç aksi ortak can kuşu bilimsel yapıya eş olmadıklarını vurgulayan Dodurka, şahısların ortak köpeğe erinç ne davranmaları gerektiği konusunda, şu önerilerde bulundu:
"Tanımadığınız köpeğin üstünde ansızın bire giderseniz, kendini destek iktisap geçirmek isteyip, sizi uyarı edici ortak tarzda yaklaşımda bulunabilir. Sahipli caba olsa, sahibi 'ısırmaz' caba dese, tığ o hayvana ansızın yaklaşmamalıyız. Sizi tanımasına, koklamasına, sizden ortak yabanıllık gelmeyeceğini anlamasına devir tanımanız gerekiyor. Köpek namüsait davranıyorsa, kaçmak, acı atmak, üstünde değerlendirmek kabilinden ajitatör hareketlerden vazgeçmemiz gerekiyor. Kaçamayacaksak, sakinliğimizi korumamız, mümkünse cezaevi teması kurmadan, bambaşka yöne gereğince yolumuzu dönmek denenmelidir. Baktık ki atak başladı, ansız hareketlerden kaçarak vücudumuzu ufaltıp, dirimlik organlarımızı korumalı, icabında dirseğimizi teyit etmeliyiz."
"Köpeklerde antideprasan denendi"
Prof. Dr. Dodurka, şahısların kullandığı antideprasanların 50 sene evvela köpeklerde de uygulandığını aktararak, şunları kaydetti:
"Antidepresanlardan tutun, tutum tedavisi şekilleri de var. Bir köpek, gürültüden korkuyorsa insanlardakine benzeri ortak yöntemle otama geçirmek mümkün. Ne yapıyoruz? O gürültüyü, bol volümlerde dinletip, köpeği de o esnada ödüllendirerek o korkuya erinç duyarsızlaştırıyoruz. Bazen etraflıca seneler çare kullanılması müstelzim hadiseler da var. Çok saldırgan köpeklerin hem tutum hem de çare tedavisi ile elleme neticeler aldığımız olaylar var."