Edirne
Türkiye'nin ciharıyek tarafındaki güreşlerde evvel günkü heyecanla güreşçi ve izleyicileri coşturan maniler okuyan Kayabaş, 56 salname cazgırlık mesleğini, 60. platin senesinde tümlemek istiyor.
Kayabaş, AA muhabirine, Kırkpınar'da 1964'te merhum Kara Ali ile Mehmet Ali Yağcı'nın güreş yaparken hakkında düşmeleri dolayısıyla ayağının kırıldığını, bu sürecin arkası sıra yağlı güreşten kopamaması dolayısıyla 1965'te cazgırlığa başladığını söyledi.
Ustası "Şirin Baba" lakaplı Mustafa Şirin'den devraldığı mesleğini istekle bitmeme ettirdiğini özetleyen Kayabaş, engel ve şiirlerini şöyleki sıraladı:
"Pehlivan, güreşçi ahacık alan ahacık pehlivan. Güreş yapanlara iane boy bos Hazreti Yaradan. Hani Ali, hani Kurtdereli, hani Aliço, pirimiz üstadımız Hazreti Hamza, Peygamberimiz Muhammet Mustafa. Hay Allah illallah Muhammedür Resulullah başpehlivanlara alkışlarla diyelim maşallah.
Ezan oldum dinmedim ben, martir oldum ölmedim ben, sembol oldum inmedim benim aşama Müslüman soyadım Türk oğlu Türküm ben. Orta Asya'dan sağlık bizim kökümüz Hazreti Peygamberimiz gökçe gücümüz, Fatihler, Kanuniler, Mustafa Kemaller özümüz, askeriz bu vatana zira Türk oğlu Türküz.
Bizler Koca Yusufların, Kel Aliçoların, Kurt Derelilerin, Adalı Halillerin torunlarıyız. Bizler er meydanlarında sabaha derece güreş yapmış olup martir sakıt akıncıların torunlarıyız. Ne bahtiyar bu sahalarda güreş işleyen Mustafa Kemal Atatürk gençliğine, ne bahtiyar Türküm diyene."
Kayabaş, sonsuz tümsekli sahibi başpehlivanlardan merhum Ordulu Mustafa'yı 1966,1967,1968 yıllarında, Karamürselli Aydın Demir'i 1976,1977,1978 yıllarında, Hüseyin Çolak'ı 1982,1983, 1984 yıllarında ikram etmenin ve bu başpehlivanlardan sonraları Ahmet Taşçı efsanesini izleyiciye sunmanın mutluluğunu da yaşadığını dile getirdi.
Cazgırlar usta-çırak ilişkisine uyanıklık etmeli
Güreş Federasyonu'nun açmış bulunduğu cazgırlık kurslarında eğitmenlik yaptığını, burada becerikli canlı cazgırların yetiştiğini özetleyen Kayabaş, bu sayede usta-çırak ilişkisini yaşattıklarını dile getirdi.
Kayabaş, şöyleki konuştu:
"Hepsi tahsilli, diksiyonları aşırı çelimli minimum ortaokul, ortaöğretim ve darülfünun mezunu kardeşlerimiz var. Bizim dönemimizde ustalarımızdan aldığımız şiirleri okuyorduk. Şimdi hacısı hocası kendine uyarınca besteler yapıyor. Çok dobra cazgırlar yetişiyor. Tabi pehlivanlar da aşırı hareketli ha artık. Eskiden merhum Aliço 27 sene Kırkpınar'da başpehlivan ergin yalnız 5,6 güreşçi varmış. Şu an Kırkpınar'a 70-80 başpehlivan soyunuyor. Tabi o zamanki güreşler hâlâ lezzetliydi hâlâ iyiydi ve dört başı mamur oyunlar yapılabiliyordu. Bu senelerde puanlamaya geçince yağlı güreş geride kaldı. Puanlama kalkarsa hâlâ dobra güreşlerin olacağını kestirim ediyorum."
Cazgırların evvel namına usta-çırak ilişkilerine uyanıklık etmesi icap ettiğini vurgulayan Kayabaş, "Pehlivanların isimlerini ve memleketlerini, yaptığı oyunları aşırı dobra bilecekler. Örneğin, 'Bahçemizde bulunur biraz pare elma ağacı ünlü kündeci Sındırgılı Mehmet Ali Yağıcı' doğrusu köstek oyunuyla yendiğini anlatacaklar. 'Bazı pehlivanların kaba olabilir eli iç kazıkçı, paça kazıkçı Kara Ali' kabil onların yaptığı oyunları ülkelerini ve unvanlarını aşırı dobra bilmesi ve o biçimde seslenmesi gerekir." sanarak konuştu.
"Pele Mehmet ile aşırı dobra ikiliydik"
Cumhuriyet tarihinde en etraflıca başcazgırlık işleyen ad bulunduğunu dile getiren Kayabaş, "Dualı çayırdan ayrılamadım hiç. İmam Hatip okulu mezunuyum hafızam aşırı güçlü. 3 bin güreşçi mevcut hepsinin isimlerini biliyorum. Teklemeden hepsini ikram ederim. Çok seviyorum yağlı güreşi." dedi.
Kovid-19 dolayısıyla sabık sene hayatını yitiren Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşlerinin ehemmiyetli adı "Pele Mehmet" lakabıyla maruf başcazgır Mehmet Tura ile etraflıca seneler başcazgırlık yaptığını özetleyen Kayabaş, şunları kaydetti:
"Biz onunla aşırı dobra birlikte ikiliydik. 50 sene bu arada fariza yaptık Türkiye'deki muhtelif güreşlerde. Çok dobra geçindik, ancak güncel cazgırlar birbirleriyle aşırı dobra geçinemiyorlar. Ama tığ aşırı dobra geçindik. Pele Mehmet kardeşime yağmur diliyorum. Ben hakkıyla bu meslekten değer ve alım çalım duyuyorum. İstanbul'da oturuyorum ticaretten emekliyim yalnız hala cazgırlığı gerçekleştirmek istiyorum. Birkaç sene hâlâ bitmeme yol açmak istiyorum. İnşallah cazgırlıkta 60. yılım olur. 25 sene sim yıl, 50 sene kalburüstü yıl, 60 sene da platin sene olur. Ondan sonraları Allah dirim verirse veda ederiz."