Kazalar ve ani hastalık durumunda tıbbi yardım gelinceye kadar yapılabilecek ilk yardım uygulamaları hakkında toplumun bilgilendirilmesi, toplumda ilk yardım eğitimlerine yönelik duyarlılık oluşturulması, “İlk Yardım Gönüllüsü” sayısının artırılması gibi amaçlarla Türkiye’de 2003 yılından beri her yıl eylül ayının ikinci cumartesi günü kutlanan “Dünya İlk Yardım Günü” hakkında, İstanbul Ayvansaray Üniversitesi İlk ve Acil Yardım Program Başkanı Tanya Agopyan açıklamalarda bulundu.
Hastane Öncesi Dergisi’nin Nisan 2018 yılında yapmış olduğu çalışmanın sonucunda; toplumda bireylerin, ilk yardım bilgilerinde yetersizlik veya hatalar olduğu sonucuna dikkat çeken Agopyan, “Bununla birlikte toplumdaki ilk yardım bilgi ve becerisi güncel bilgilerden oluşmamaktadır. Doğrudan yaşam ile bağlantılı bu eksikliklerin, toplum sağlığında ek sorunlar oluşturmaması için teorik ve uygulamalı ilk yardım eğitimlerinin yaygınlaştırılması, kamu spotları gibi topluma yönelik eğitici ve bilgilendirici araçların kullanılması, yapılan eğitimlerde uluslararası kuruluşların güncel ilk yardım rehberlerinin takip edilmesinde yarar bulunmaktadır.” dedi.
“ACİL YARDIM HİZMETLERİNDEN DAHA ETKİN FAYDALANILMALI”
İlk yardımın önemli aşamalarından olan acil yardım çağırma ile ilgili, 112 acil sağlık hizmetlerinin toplum tarafından kullanılmasında bir takım sıkıntılar bulunduğunu söyleyen Tanya Agopyan, “Hangi durumlarda hizmetten yararlanılabileceği toplum tarafından bilinmemektedir. Çok önemli bir kamu hizmeti olan 112 acil sağlık hizmetlerinden toplumun etkin ve etkili bir şekilde yararlanabilmesi için toplumun hizmet alanından yararlanma koşulları ile ilgili bilgilendirilmesi ve eğitilmesi gerekmektedir. Hayat kurtarmanın ipuçları bu eğitimde paylaşılmaktadır. Ülkemizde ev kazaları, trafik kazaları ve doğal afetler gibi öngörülemeyen ani kazaların sıklıkla meydana geldiği düşünüldüğünde; hayat kurtarmaya ya da olası tehlikeleri en aza indirgemeye yönelik ilk yardım eğitiminin geniş kitleler tarafından bilinmesi özellikle daha çok önem kazanmaktadır” diye konuştu.
HATALI MÜDAHELEDEN KAÇININ
Yanlış veya bilinçsiz yapılan her işlem kimi zaman hasta/yaralıda kalıcı sakatlıklara daha ileri boyutlarda ölümcül sonuçlara yol açabileceğini vurgulayan Agopyan sözlerini şöyle sürdürdü: “Mesela trafik kazalarında yanlış müdahale felç gibi kalıcı sakatlıklara, yanık veya düşmeyle oluşabilecek deri bütünlüğünün bozulması sonucu oluşan yaralarda yanlış yapılan uygulamalar yaranın enfeksiyon kapmasına yol açabilir. Kaynak gösterilmeyen hiçbir veri doğru kabul edilemez. Dolayısıyla web sitelerinde ya da sosyal medya mecralarında yer alan bilgi ve verilerin doğruluğunu kabul ediyor olabilmemiz için çalışmaların kaynaklarını da görebiliyor olmamız gerekmektedir.”
EV KAZALARINDA ARTIŞ VAR
Suda boğulmalar sonucu hayatı tehdit eden kazalar ve araç içi/dışı trafik kazalarının çokça yaşandığını belirten Tanya Agopyan, “Son iki yıldır tüm dünyada ve ülkemizde yaşadığımız koronavirüse bağlı bir pandemi süreci yaşıyoruz. Bu süreçte bulaş riskini azaltmak ve hastalıktan korunmak için evlerimizde izole bir hayat yaşadık, yaşamaya da devam ediyoruz. Evlerimizde daha çok vakit geçirdiğimiz için de bu dönemde ev kazalarına bağlı yaralanmalarla çok daha fazla karşılaştık” dedi.