Kastamonu'da 11 Ağustos'ta Ezine Çayı'nın taşması kararı meydana mevrut sel, dirilik kayıplarının yanı esna aşırı sayıda ev ve iş yerinin dokunca görmesine sebep oldu.
Sel felaketinin yaşandığı Abana ilçesinde selin geldiği tam evde mevcut bedenî engelli Celal Aksoy, benzeri ile baş başa balkonda mahsur kaldı. Balkondaki bağrışmalar dair görüngü hesabına mevrut polis ekipleri, balkona sarkıttıkları merdiven sebebiyle engelli çifti mahsur kaldıkları yerden kurtardı.
"Evi su basınca balkona çıktık"
Yaşadığı düşünce kırcı dakikaları özetleyen Celal Aksoy, "O çağ yağmur yağmaya başladı. Belki yığın boşluk düşüncesiyle eve çıktım. Eve çıktığımda ıvır zıvır yanında su birikintisi geldiğini gördüm. Suyu dışarıya boşaltma ettim, kapının önüne halıları koydum. Kötü halılar vardı, kapının altından su girmesin niteleyerek onları serdim. İçeriye girdim ve çabucak harıltı koptu. Dışarıya çıkıp baktığımda kapının altından su aktığını gördüm. 'Kaçayım, evden çıkayım' dedim fakat o esnada tepeden akıllıca dursuz duraksız göçü geldi. Evin önü elhak dolmuş, oradan çıkışımız da yok. Evin içini su basınca balkona çıktım. Balkondan 'Kimse bulunmayan mu?' niteleyerek bağırdım. O esnada hocamız camideymiş. 'Ben polisi arıyorum' dedi. Polisler geldi ve balkondan merdivenle beni ve eşimi indirdiler. Biraz bekledik, ondan sonraları da bizleri yurda yerleştirdiler. Yurtta yaşıyoruz, evim balçık içerisinde. Eşyalarım bulunduğu üzere selde gitti. Yapacak yanında şeyimiz yok, Allah sonumuzu dobra yapsın" dedi.
"Polisler, merdiven uzattı öylece kurtulduk"
Sel vardığında balkonda mahsur kaldıklarını kail Aksoy, "Polisler merdiven uzattı. Bende merdiveni çıpa korkuluklara bağladım, merdiven az buçuk çelimsiz kaldı. Altına masa koydular ve tuttular. Masanın dair 4 kıta polis çıkıp merdiveni tuttular. Eşimle baş başa beni balkondan indirdiler" niteleyerek konuştu.
"Yaşadığım korkuyu beyan etmek muhtemel değil"
Yaşadığı korkuyu anlatmanın muhtemel olmadığını tamlayan Celal Aksoy, "O esnadaki düşünce anlatılmaz, o düşünce anlatmakla bitmez. Bağrışımı çarşının içinden duymuşlar. Evimize giremiyoruz, içerisi balçıkla kaplı. Eşyalarımız da bulunduğu üzere gitti. Çamaşır makinem vardı, buzdolabım, fırınım, dip dondurucum vardı. 2 bin 500 liraya dip dondurucu almıştım, şimdi önceki taksitini ödedim. Eşimle benim bin 400 liralık maaşımız var. Tuvalette bekçilik yapıyorum, buradan da az buçuk tahkim almasak geçinmemiz muhtemel değil. Eşim gidiş geliş kazası geçirdi, bu nedenle engelli. Ben ise çırılçıplak engelliyim. Yürümekte aşırı meşakkat çekiyorum” biçiminde konuştu.
"Evin zarfında 30 santim balçık oluşmuş"
Arkadaşının eve çıkıp baktığını ve içeride 30 santim balçık bulunduğunu dediğini anlatım fail Celal Aksoy, şöyleki konuştu:
“Ben eve çıkamadım, dostum çıkıp baktı. Onun anlatmasına mucibince 30 santim yöresinde balçık bulunduğunu söyledi. Dolapların kapısı açılmıyor, içine kokudan da girilmiyor. Dolapta da şart vardı, elektrikler bulunmadığı düşüncesince onlar da bozuldu. Kokmuş olabilir. Arkadaşım, 'Kokudan içeriye girilmiyor' demişti."
Vedat Yunus İkizoğlu - Mustafa Uslu