Bilecik
Harkiv Politeknik Üniversitesi Yazılım Mühendisliği Bölümü 1. dershane talebesi 19 yaşındaki Özek, Türk konsolosluğunun gerçekleştirme etmiş yer aldığı otobüsteki öteki vatandaşlarla Romanya ve Bulgaristan üstünden İstanbul'a ulaştı. Yüksek çabuk trenle Bozüyük'e mevrut Özek, ailesine kavuşmanın mutluluğunu yaşadı.
Savaşın evvel günlerinde etrafında yaşananları cep telefonuyla görüntüleyen Özek'in objektifine, bombalanan binalar, yükselen alevler, yer altı treni istasyonlarını barınak adına kullanan insanoğlu yansıdı.
Burak Özek, AA muhabirine, 6 aydır bulunmuş yer aldığı kenti Rus güçlerinin 25 Şubat sabahleyin bombalamaya başladığını söyledi.
Yaşadığı bölgenin yakınına bombaların düştüğünü tamlayan Özek, "Uçaklar aşırı alçaktan geçiyordu. Biz 2 gündüz lüp koridorunda yattık. Koridora döşek denk serdik. Koridorda yattık. Evde 4 dost kalıyorduk. Sonra 2 gündüz sığınaklara gittik. Sığınaklar aşırı berbattı. Olduğum lüp karşısındaki yer altı treni durağına roket düştü." dedi.
Konsolosluğun gönderilmiş yer aldığı otobüsle tahliyeleri sağlandı
Özek, yaşananların peşi sıra sonsuz Dışişleri Bakanlığı ile konsolosluğu aradıklarını, boşaltma edilmeyi beklediklerini aktardı.
Kendilerini almaya mevrut 50 nefis otobüsle ülkeden ayrıldıklarını özetleyen Özek, "İlk özellikle Romanya'ya gittik. Romanya'dan bizi Bulgaristan'a götürdüler. Bulgaristan'dan da Edirne sınırı üstünden İstanbul'a geldik. Çok zordu." ifadesini kullandı.
Burak Özek, savaş zımnında psikolojisinin bozulduğunu dile getirdi.
Ayrıldıktan sonradan ev sahibi telefonla aradığında, yaşamış yer aldığı dairenin camlarının kırıldığını öğrendiğini tabir fail Özek, laflarını şöyleki sürdürdü:
"Orada evimiz okulumuz vardı. Her şeyimiz gitti, aşırı üzgünüz. Para çekmeye çıktık, çekemedik. Birçok bankada mal kalmadı. Markete gittik. Marketlerde su yok, atlatmak yok. Hiçbir obje alamadık. Birkaç erzakımız vardı, onları kullandık. Diğer kişilerin erzakı yok. Marketler ağız ağıza bomboş. Hiçbir obje yapamadık. Sabah bizi boşaltma etmeye geldiler. Taksiye binemedik. Taksi çağırdık lakin göçüm yok. Zar ağır bavulları toplayıp geldik. Birçok eşyam orada kaldı. Çoğunu getiremedik. İnsanlar ağlıyor. Ölen çıplak el var. Çocuklar, insanoğlu ölüyor. Evler bombalandı. Her obje gitti."
"İnşallah dirimsel diyerek aşırı afsun ettim"
Baba Kemal Özek de savaş çabucak başlayınca iri düşünce yaşadıklarını belirtti.
Ona iyi sağlam kavuşmayı beklediklerini aktaran Özek, "Oğlum 3-4 gündür yollarda. Dört gözle bekledik. Sağ olsun devletimiz makine gönderdi. Onlar da naklini yaptı. Halen şimdi yapmakta. hasret içindeydik. Allah'a şükür geldi. Allah herkesi kurtarsın. İnşallah hacısı hocası gelir." değerlendirmesinde bulundu.
Anne Nurhan Özek, olayların başladığı andan itibaren iri sıkıntı yaşadığını bildirdi.
Sürekli gelişmeleri izlediğini, oğluyla enformasyon kurmaya uğraştığını dile getiren Özek, "İnternet çekmediği düşüncesince dayanıklı irtibata geçemedik. Çok üzüldüm, ağladım. İnşallah dirimsel diyerek aşırı afsun ettim. İnterneti yer aldığı yıllarda beni aradı. 72 sayaç seyahat yaptı. Oğlumuzu iyi sağlam bizlere kavuşturduğu düşüncesince devletimize aşırı teşekkürname ederim." diyerek konuştu.
Ağabey Tolga Özek ise kardeşinin savaş sahasında olmasının değişik hissettirdiğini anlatarak, "Kardeşim ne derece uyumadıysa ego de onun 2 sert uyumadım. Huzursuz olduk." dedi.